Bilmek gerçekten öğrenerek yapılan eylemlerin en temel değeridir. Bilmek için okumak başta olmak üzere ,gezmek,dinlemek,araştırmak ve geliştirmek gerekecektir.
Bunları yaptığınızda en değerli deponuz olan beyin loblarınız, muhteşem bir kayıt sistemi içerisinde birçoğunu kaydeder ve daha sonra kullanılacak bir bilgi halinde orada bekletir.
Bu tarifi mümkün olamayan bir yazılım ve işletim sistemidir. Bu sistemi çalıştıran ve doğru bilgi yönetimine ulaştıran ise sağlıklı bir anatomik yapıdır.
Doğal olarak bu bilgileri kullanabildiğimiz anlarda bilginin değeri ortaya çıkar.
Örneğin,bir açık büfe önündeyken oradaki tüm yiyeceklerden yeme ve içme imkanı içerisinde olduğunuzu düşünün. Sizde kayıtlı olan bir bilgide,bu tür bir aşırı beslenme sağlığınıza olumlu etki yapmayacaktır bilgisi varsa, o bilgiyi işe yarar bir şekilde hatırlar ve oradan uzaklaşarak tehlikeli beslenmeye başlamazsınız.
İşte bu davranış, kaydedilen bilginin hatırlanmasıdır.
Sevdiğiniz bir kişiyi sevdiğinizi hatırlamazsanız bir işe yaramayacağını da bilmeniz gerekir.
Hatta,hatırlamak düşüncesinde mutlaka sizin hatırlamanız yetmeyecek,eğer onu karşı tarafa da uygun bir iletişim modeli ile aktarmazsanız bu bilgi çok işe yarayamayacaktır.
Felsefi anlamda,bilmek, bir şeyi öğrenmiş ve anlamış olmaktır. Bu bilgi zihinde bir yapıdır, bir kavrayıştır.Hatırlamak, bu bilgiyi gerektiği anda zihinden geri çağırabilmektir.
Şöyle bir örnekle daha net anlaşılabilir.
Bir doktor, bir ilacın yan etkilerini biliyordur ama acil bir durumda bunu hatırlayamıyorsa, bilgi pratikte işe yaramaz.
Bir öğrenci sınavda cevabı hatırlayamazsa, bildiği şeyin not karşılığı olmaz.
Ama bir kişi hiçbir zaman öğrenmediyse, zaten hatırlayacak bir şey de yoktur.
Kısacası bilmek temel taş,hatırlamak, o taşı doğru zamanda kullanabilmektir.
“Bilgi güçtür, ama hatırlanan bilgi eyleme geçme gücüdür.”
Hatırlama eyleme geçmezse,bilgi depoda kalır ve eskiyerek işe yaramaz.
Sağlıklı olmayı hatırlayarak
Kalın sağlıcakla
Sinan Bayraktar