Hiç sevilmeyen ve hatta olması hiç istenmeyen durumların biri de vedalaşmaktır.
İnsanın bulunduğu yerden,sevdiğinden ve çok özlem duyacağı olaylardan ayrılırken hüzünlenmesi çok da keyifli sayılmaz.
Bu yazıyı kaleme alırken bir yer adı bazı çağrışımları yaptı.
Çoğu zaman kullanmakta olduğum ve İstanbul gibi bir megapole gelen birçok kişinin kullandığı Marmaray aktarma istasyonlarından biri olan AYRILIKÇEŞMESİ durağının adı üzerinde düşünürken neden bu isim takıldığını araştırdım.
İstanbul un Anadolu yakasında Haydarpaşa tren garına çok yakın ve Kadıköy de bulunan bu yerin ilginç bir hikayesi var

Anadolu vilayetlerine tayin edilen paşaların görkemli uğurlama törenleri, hac ziyareti için Topkapı Sarayı'ndan yola çıkan surre alayları da buradan uğurlanırmış. Şehirden ayrılan kafileler son olarak buradan uğurlandığı ve uğurlayıcılar buradan ayrıldığı için çeşmeye, Ayrılık Çeşmesi adı konulmuş.
Osmanlı döneminde askerler, orada bulunan bir çeşmenin de yer aldığı toplanma alanından yola çıkar ve şimdilerde lüks markaların yer aldığı Bağdat Caddesi'ne doğru ilerleyerek Anadolu nun içerilerine doğru giderlermiş.
Yalnızca Osmanlı askerleri değil, zamanında Bizanslı askerler de savaşa buradan uğurlanırmış.
Ayrılık sevilmez dedik ya,aslında ayrılığa farklı bir açıdan bakarsak bazı anlamlarını da yakalayabiliriz.
Bazen ayrılık,kendi ölüm gününü tarif eden Mevlana Celaleddin Rumi nin deyişiyle sevgiliye (Allah) kavuşmaktır.
Özlenene doğru gidilen ayrılıklar ve vedalar ayrı bir heyecan ve güzellik taşır.
Çünkü özlenene kavuşma anının heyecanı ayrılık ve vedanın hüzününü yok eder ve en güzel buluşma anını yaratır.
Hele özlenen,veda edilene göre daha değerli konumda ise,kavuşma anının düşüncesi veda anındaki üzüntüyü ortadan kaldırır ve veda edileni bile sevindirir.
Vedalardaki geri dönüşlerinizin güzel,kavuşma anlarımızdaki heyecanlarımızın güçlü olması dileklerimle,
Kalın sağlıcakla
Sinan Bayraktar