Günümüz dünyasında öyle bir dönemden geçiyoruz ki,kavramlar ve düşünceler birbirine karıştı ve anlamlar değişmeye başladı.
Gelişen teknoloji,akıl almaz yazılımlar ve hatta duygulara bile hitap edebilen sistemler her tarafımızı kuşatmış vaziyette. Gelecekte neler olabilir sorusunun yanıtı yok galiba. Bütün bu karmaşa içerisinde insanın yaradılışından buyana değişmeyen tek şey var. Kazanmak ve daha fazlaya sahip olmak.
Bu duygunun tek aracı da para denilen varlık.
İnsanoğlu tüm yaşam değerlerinde ulaşmak istediği tek şeyin para ve servet olduğunu anlamadan bu mücadelenin içerisinde buluyor kendini.
Bir an yok ki yaşamımızda paranın önemli olmadığı dakikalar olsun. İşte bu mücadelede kim galip geliyor diye sorduğumuzda galiba para bizi yönetiyor gibi görünüyor.
Herkese sorsak bu soruyu,çoğu kimse ben yönetirim,para bana hükmedemez diyebilir ama esasında yine onları para yönetir. Paranın hükümdarlığı devam ederken insanoğlu onun esiri ve kölesi olmaya mahkum oluyor. Ekonomi tarafına bakıldığında dünyayı DOLAR hakimiyetinin kuşattığı, EURO gibi diğer güçlerin onu takip ettiği ve ulusları esir alarak en büyük ve en güçlü benim dediklerini görebilmekteyiz. Yazımın başındaki manşet soruya cevabım ise ,paranın cazibesi insanı esir alıyor ve ister istemez bu güçlü çekim etrafında dönüp dururken tıpkı bir uydu misali o yörüngeden çıkamıyor ve paranın yönetimine tabi oluyoruz derim. Kendimize çok,paraya daha az değer verdiğimiz bir yaşam dileklerimle kalın sağlıcakla