Kocaeli’de faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında çalışan işçiler, 100 gündür grevde. Tarım sektörünün bel kemiği olan gübre üretiminde yıllarca emek veren bu işçiler, artık sadece alın terlerinin karşılığını istiyor. Grev, maaşların enflasyon karşısında ezilmemesi, sosyal hakların güvence altına alınması ve insanca yaşam koşulları için başlatıldı. Ancak geçen bunca süreye rağmen işveren tarafından somut bir adım atılmadı. Seslerini duyurmak isteyen işçiler, şimdi toplumun ve yetkililerin desteğini bekliyor.

Grevin Kalbinde: Geçim Derdi ve İnsanca Yaşam Talebi

Gübretaş işçilerinin grevi, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda insani bir mücadele. İşçiler, artan yaşam maliyetleri karşısında eriyen maaşlarına karşı ses yükseltiyor. Ailelerini geçindirebilmek, sağlık ve sosyal güvencelerden faydalanabilmek ve geleceklerini kaygı duymadan kurabilmek istiyorlar. Bu talepler, lüks ya da ayrıcalık değil; temel haklar. Üstelik bu haklar, Anayasa’nın güvence altına aldığı emekçi haklarının bir parçası.

Mesut Nöbetçigil Hindistan İzlenimi
Mesut Nöbetçigil Hindistan İzlenimi
İçeriği Görüntüle

“Emek Olmadan Üretim Olmaz”: Çağrı Masaya

İşçilerin talebi açık: Masaya çözüm odaklı bir şekilde oturulması. Uzlaşma zemini yaratılmadığı sürece, üretim sürecinin sürdürülebilirliği de riske giriyor. Sadece bir fabrikanın değil, tüm sektörün geleceği söz konusu. Bu nedenle, işverenin ve ilgili bakanlıkların sorumluluk alması gerekiyor. Grev sadece bir maaş mücadelesi değil, adil ve sürdürülebilir çalışma hayatının sağlanması için verilen bir direniş.

Gübretaş Grevi, Tüm Emekçilere Ses Oluyor

Bugün Gübretaş işçileri direniyor ama aslında onların sesi, pek çok sektörde benzer sorunlarla mücadele eden emekçilerin sesiyle birleşiyor. Bu grev, sadece bir fabrikanın bahçesinde kalmıyor; ülkenin dört bir yanındaki işçilerin ortak sesi haline geliyor. Toplumun her kesiminden dayanışma çağrıları yükselirken, yetkililerin bu sese kayıtsız kalmaması artık bir zorunluluk.

Muhabir: Enes Karakuş