Yaşam içerisinde her gün birçok olayla karşılaşır ve onlarla baş ederek değerlerimizi ayakta tutmaya çalışırız. Bazen düşer, bazen de kalkamayıp birçok kayıp yaşarız.

Olası her olaya dayanıklı zannettiğimiz insanoğlu bazı olaylarda kendi yaşam ve sistemsel değerlerini toparlayamaz ve olaya karşı mağlup olabilir.

Çoğu zaman bunların başında duygusal çöküntüler yer alır.

Değişen dünyada gelişen koşulların yanısıra oluşan yeni şekillerden kaynaklanan duygusal düşüklükler son dönemde hepimizin üzerinde izler bırakmakta ve tahrip edebilmektedir.

Küçük bir kız çocuğunun, sebebi ve katili belli olmayan bir cinayete kurban gitmesi gibi sokaklarımızda yaşanan birçok tartışma ve bunların sonucunda ortaya çıkan can kayıpları moral seviyemizi düşürebilmektedir.

Bazılarımızın dayanıklılık gücü yüksek olduğundan etkilenmemekte, bazılarımızın bu tarafı düşükse ciddi ruhsal sorunlar yaşamaktadır.

İş yaşamı da buna dahildir. Ekibinizin etkilendiği her sosyal olaydaki moral düşmeleri verimliliğinizi etkiler ve maddi kayıplara uğrayabilirsiniz.

Mutlu çalışanlar iş için iyidir.

Ancak herkesi her zaman neşeli tutmak zordur.  

Gallup'un bir raporuna göre, dünya genelinde çalışanların %59'u sessiz pes eden, %18'i ise aktif olarak bağlılık göstermeyen ya da 'yüksek sesle pes eden' kişilerden oluşuyor.

Dünya çapındaki işyerleri bu nedenle üretkenliklerini kaybediyor ve neden işyerindeki düşük bağlılık seviyelerine borçlu olunan üretkenlik kaybı yıllık 8,8 trilyon dolara ulaşabiliyor

Peki bu kasvet ve kıyamete ne sebep oluyor? Pandemi sonrası çalışma kültüründeki değişiklikler, iletişim eksikliği, toplu işten çıkarmalar ve artan stres seviyeleri gibi birçok faktör söz konusu.

Hem sizin hem ekibiniz moral seviyesindeki değişimler önce işinizi, sonra da tedarikçilerinizi ve genel anlamda tüm yaşamınızı etkileyebilmektedir. Çünkü ekip morali, bir kuruluşta birlikte çalışan bir grup insanın kolektif iyimserliği, coşkusu ve güvenidir.

Ekip üyelerinin iş arkadaşlarına, işlerine ve kurumlarına karşı genel tutumunu yansıtır.  Çalışanların morali önemlidir, çünkü iş arkadaşlarının en küçük rahatsızlıkta gemiyi terk etmek yerine daha uzun süre kaldıkları daha mutlu bir işyerinin anahtarıdır.

Moral seviyenizi kontrollü ve denetimli olarak yönettiğinizde, yüksek morale sahip çalışanlar memnun ve motive olurlar ve işlerinden tatmin olurlar. Eğer bununla birlikte ekibinizin yeteneğini yönettiğinizde ise memnun çalışanlar aidiyet hisseder ve ellerinden gelenin en iyisini ortaya koyarlar ki bu durumda da yukarıda saydığımız olumsuzluklar yok olur.

Bununla birlikte kurum kültürünüzü yönettiğinizde ise, kendilerini değerli hisseden olumlu ve kapsayıcı bir çalışma kültürü, ekip moralini yükseltir. Çalışanların moralini yükseltmek, şirket kültürünüz için harikalar yaratmanın yanı sıra personel verimliliğini, yaratıcılığı ve işbirliğini de artırabilir. Tersine, düşük moral çalışan memnuniyetine zarar verebilir ve zayıf performansa yol açabilir.

Düşük şirket morali, şirket verimliliğini engelleyebilen sinsi bir bozucudur. Örneğin, çalışanlar rehberlik, destek ve yönlendirme için liderlerine güven duyacakları bir durum arzu ettiklerinden, zayıf liderlik uyguladığınızda, bu niteliklerin yokluğunda, ekip arkadaşlarınız oldukça motivasyonsuz hissedecek, düşük hesap verebilirlik ile net beklentiler olmadığında da ekibiniz ilgisiz hissederek moral düşüklüğü yaşayacaktır

O zaman motivasyonunuz pencereden uçmadan onu yönetmek için, ekip dinamiklerini iyileştirmek ve ekip moralini artırmak ve yeni stratejiler geliştirerek bunu yönetmeli ve kontrolü elinizden bırakmayarak güçlü davranışları yansıtabilmelisiniz.

Sağlıcakla kalın

Sinan Bayraktar

İstanbul 20 Eylül 2024