Dünya tüm sevimli sevimsiz halleriyle yakınımızda ve biz üzerinde iken dönmeye devam ediyor.

Öyle bir zaman diliminden geçiyoruz ki, sanki 24 saatlik zaman dilimi bir saate inmiş, zaman elimizden kayıp gider gibi akıp duruyor ve hızla tükeniyor. Değişimler çok hızlı ve beklediklerimize sabırsızca ulaşmak sanki imkânsız gibi görünüyor.

Yaşadığımız coğrafyada olan bitenler, belki de üstümüze üstümüze gelir gibi olan olaylar beklentilerimizi bozabiliyor, ama yine de umutla sevinçlerimizi arayabiliyoruz.

İnancımızın kutsalı olan bir Ramazan ayını da daha geride bırakıp bu satırları yazdığım arife gününün ertesi Kutsal Ramazan Bayramına ulaşmayı ümit ediyoruz.

Bayramları beklerken sevinmek ve birlikte olmak duygusuyla kötü beklentileri erteliyor veya yok edebiliyoruz. Sosyal medyada birbirimize kutsal sevgi mesajları iletiyor, belki de tamamen unutulmaya başlayan dostlukları ve sevgileri hatırlayabiliyoruz.

Yaşamınızda kendimize yabancılaştığımız anlar bile oluşabiliyor. Nesnelerle kuşatılmış halde öyle ya da böyle bir takım dallardan tutunuyorsunuz ama hiçbirinin sağlam olmadığını anlamanız uzun sürmüyor ve sevinçleriniz kaygı ve korkulara dönüşebiliyor.

İşte bu gibi durumlarda imdadımıza yetişen can simidi niteliğindeki sevinç günleri o dalları sağlamlaştırabiliyor ve tutmamızı sağlıyor.

Ömrümüzün dörtte üçü beklemekle geçiyor desek, katılır mıydınız?

Yarını beklemek, aşkı beklemek, yeni bir işi beklemek ya da planlanan güzel günleri beklemek. Bu bekleyişlerin en küçüğünden en büyüğüne kadar hepsi, bize bekleyiş içinde geçen ömrümüzü hatırlatır. Hayatımızın her anına sinmiş olan “bekleyiş” için de bayramlar ve belirli günler anlam oluşturur.

Sevdiğinizin doğum gününü beklemek, hamile eşinizden çocuk beklemek, anne olmayı beklemek ve sonunda sevinçleri yaşamak demektir.

İnsanın bazı hallerinde umutsuzluk ve gelecek korkusu hakim olur. Karabasan gibi onu kuşatır ve kaosa bile sürükleyebilir. İşte bu gibi durumlarda oluşan sevinç beklentileri bu karabasanları kaldırır ve hayata farklı bakmanızı sağlayabilir.

İnancımızda da Bayramlar ve kutsal günler, bu gibi kaotik halleri yok edebilen, birliktelikleri sağlayabilen ve hayata biraz daha farklı bakabilmemizi sağlayan günlerdir.

Yaşadığımız her olayda bizi mutsuz edebilen gerçekleri, bazen bayramlar ve kutlamalar ile ortadan kaldırabilir ve yok edebiliriz.

Bu kutsal ve değerli güne başlarken önce içimizdeki umutları ve sevgileri daha üst düzeye taşımamız gerektiğine inanıyorum.

“Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir. Özleyecekse özlenen, özlemek güzeldir. Ve sevecekse sevilen; o hayat her şeye bedeldir.” Demiş ünlü yazar ve şair Özdemir Asaf ve “Beklemek güzeldir ama doğru durakta.” diyen Can Yücel gibi Bayramda sevinçleri ve mutluluğu bekleyin ki durak doğru olsun.

Kalın sağlıcakla ,

Sinan Bayraktar