İnsanoğlu geçmişten günümüze her zaman "ruh ikizi" dediğimiz ve belki de varoluş sebeplerimizden biri olan bu durumu aradığını, hatta bazılarımız ise bulduğunu iddia eder. Yaptığımız seçimlerimizden ise bazılarımız mutlu olur, bazılarmız ise mutsuz oluruz. Peki ya ruh ikizi dediğimiz kavram aslında bilinçaltımızda oluşturduğumuz bir "ruh ikizi kılıfıysa"?

Her canlı tabiatı gereği sever ama sevmeyi sevdiği şeyleri sevmek ister. Bahsettiğim ruh ikizi kılıfı insanın çocukluğundan yetişkinliğine kadar olan süreçte annesinden, babasından, ablasından, abisinden ve arkadaşlarından parça parça almış olduğu özelliklerin bir bütünüdür. Kişi bilinçaltında ilmek ilmek bu kılıfı dokur ve hayatı boyunca oraya uygun kişiyi ararlar. Aramızda bazıları vardır ki (istisnadır) bu kişiler diktikleri bu kılıfa uygun kişiyi bulurlar ve uzun yıllar mutluluk içinde yaşarlar. Fakat her zaman bu durum yaşanmaz.

Kişiler ilk tanıştıkları insanlara kendileri gibi davranamazlar. Özellikle bu durum bir ilişki sürecine girecekse kendilerinin tam tersi olmayı seçerler. Her kişi, arzuladığı karşı cinsin o ruh ikizi kılıfını tanıdıkça görmeye başlar ve o kılıfa uygun olmaya çalışır. Çünkü karşı tarafı kazanmanın tek yolu bu olduğunu düşünür. Örneğin Ahmet kedi sevmiyordur fakat kazanmaya çalıştığı Ayşe ise seviyordur. İşte Ahmet kendi gibi olmayacak ve kedi sevmeye başlayacaktır. Bu ilk bakışta Ahmet'i tanıyan diğer insanlar için "Ayşe'yi sevdiği için kendini değiştiriyor ne güzel" bir durum olabilir fakat unutulmamalıdır ki değişim denilen o durum basit değildir.

Kendin olmama durumu, kişilerin birbirlerini kazanana dek sürdüğü bir olaydır. Sonunda iki taraf birbirini olmadıkları bir insan olarak tanıtmış ve tanımıştır. İki tarafta kazanmanın hazzını tatmış, ruhlarında tarif edilemez bir zafer sarhoşluğu ve ardından hızlı bir uyanış yaşanır. İki tarafta kendi gibi olmaya başlamıştır. Artık karşı tarafı kazanmak uğruna zorlaya zorlaya giydikleri o  "ruh ikizi kılıfı" sıkmaya ve can acıtmaya başlamıştır. İşte o an hepimizin bildiği ve belki de bir kaç kez duyduğu o cümle çıkar ağızlardan: "Sen çok değiştin". Hayır Ahmet ya da Ayşe değişmedi, zaten öyleydi fakat birbirlerini kazanmak uğruna yalanlar söylediler.

Her insan bilinçaltında bir kılıf oluşturur ve ona birini bulmaya çalışırlar. Unutulmamalıdır ki zor olan ona birini bulmak değil, zor olan onu giymektir.