Uğraşı alanımın ve yaşamımın neredeyse tamamını oluşturan ekonomik davranışlar ve bunlara bağlı sistemlerin insan hayatındaki yerini analiz ederken farklı bakış yaratmaya çalıştım.
Dünyanın neresine giderseniz gidin göreceğiniz tek bir durum vardır ve hiç değişmez.
Tüm canlılar dahil olmak üzere tan vaktinde başlayan bir koşturmaca ve hareketlilik oluşur. Uyku ve dinlenme seansı biter, canlılar dünden ve geceden eksilen herşeyi aramaya çıkarlar.
Tabiattaki canlılar beslenme ve avlanma için yuvalarından çıkar ,bitkiler güneşin ışıklarından yararlanmak için ayçiçekleri misali güneşe dönmeye başlar, nebatat canlanır, ses çıkaran canlılar ise birbirilerine ulaşmak için şarkılara başlarlar.
İnsanoğlu da gece barındıkları mekanlardan harekete başlarlar. Büyük küçük kent ayrımı yapmadan, sabah yüksekçe bir yere çıkın veya bir drone uçurun seyretmeye başlayın.
Herkes bir koşturma ve neredeyse bir telaş içerisinde belirledikleri hedeflere doğru giderek kısmetlerini aramaya başlarlar.
Muhteşem bir koşturma ve ulaşma gayretinin tümü beslenme,barınma,yaşama ve sağlıklı olabilmek için kendi değerlerini arttırma çabasından ibarettir.
Gün boyu uğraşı ve yorgunluklar,başarı veya başarısızlıklar sonucu yine muhteşem bir dönüş başlar ve bazıları döner ,bazıları dönemez bile.
İşte akşam olurken hep bu durumu gözler ve empati yaparım.
Nedir bu uğraşı ve koşturma,neyi arıyoruz ,ne kazanıyoruz ,neler kaybediyoruz.
Günün muhasebesinde hep şu çıkacaktır. Çok değerli sanatçılarımız Zeki Müren ve Müzeyyen Senar’ın seslendirdiği harika bir Türk Sanat Müziği eseri vardır. Güfte ve bestesi Nazif Girgin’e ait olan bu eser akşamın getirdiği hüznü ve hasreti anlatır.

“Akşam olunca yarelerim sızlar
Derdim çoktur, değmeyin bana kızlar
Bu aşkıma şahit olsun yıldızlar
Yeter Allahım çektiğim, ah yeter
Bu ayrılık bana ölümden beter
Yeter Allahım çektiğim, ah yeter
Bu hasretlik bana ölümden beter”

Huzurla akşamı yapabilmeniz dileklerimle
Kalın sağlıcakla