İnsanoğlu yaradılıştan bu yana yaşamı sürdürmek, refah düzeyi yakalamak ve gelecek kurgusunu yaparak daha güzel ortamlara ulaşmak duygusu ile yaşamaktadır.

Bu süreç var oluştan bu yana fikir olarak hiç değişmiyor, sadece yapılandırılıyor veya şekillendiriliyor.

Her koşulda yönetim kavramını ön planda tutan bir sistem içerisinde yaşıyoruz.

Hataları gördükçe ‘’Neden’’ veya ‘’Nasıl’’ soruları ile cevaplar ve çözümler arıyor, düzeltmeye çalışıyor, belki de çoğu zaman düzeltemiyor.

Her olayda herkes kendi çözümünü üreterek devam ediyor, çözdüğünü zannederek belki de yanlışı yanlış olanı yanlış ile düzeltiyor ve kalıcı değer üretemiyor.

Gelelim başlangıç sorumuza…

Yönetme süreçlerinde yapılan hatalar yüzünden hangi olayda olursa olsun oldukça zarar görüyoruz.

Eğer bu süreçlerdeki hatalara baktığımızda bilinçli yeterlilik dediğimiz kavramı yakalıyor ve düzeltebiliyoruz.

Yetersiz iletişim, yetki devrinde ürkeklik, liyakatsizlik, hedef tasarımı yapılmadan oluşan planlamalar, olası çatışmaları düşünmeden olaya başlamak, alternatif dediğimiz geriye dönük düşünceyi üretememek, empati ile bakamamak ve gerektiğinde mikro düşünce ile sürdürülebilirlik fikrini esas almamak en büyük hataların başlangıcı olarak görülüyor.

İster siyaset, ister bilimsel, ister aile, ister birey veya aklına ne gelirse gelsin yukarıda saydığımız unsurları dikkatlice analiz eden herkesin doğru yönetim modellerine ulaşacağına yürekten inanmaktayım.

Kalın sağlıcakla,