Uluslararası 15. Kocaeli Kitap Fuarı, bu yıl da yoğun ilgiyle sürüyor. “Anadolu Mayası” temasıyla Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuar, yazarları, akademisyenleri ve sanatseverleri bir araya getiriyor. Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen “Anadolu’da Bir Arada Yaşama Kültürü” söyleşisinde konuşan Akademisyen ve Yazar Prof. Dr. Haluk Selvi, Kocaeli’nin tarihsel zenginliğine dikkat çekti. Selvi, “Kocaeli’nin en az İstanbul kadar tarihi var. Bu şehir, yüzeyde görünmeyen ama derinlerde köklü bir kültürel mirasa sahip” ifadelerini kullandı.
20 Ciltlik Kocaeli Tarihi: “Bu Şehrin Hafızası Yazıldı”
Prof. Dr. Haluk Selvi, 2014’ten bu yana Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle düzenledikleri Kocaeli Tarih ve Kültür Sempozyumları sayesinde 20 ciltlik bir akademik külliyat oluşturduklarını belirtti. Bu çalışmalarda Kocaeli'nin ilk çağlardan günümüze kadar uzanan tüm tarihsel süreçlerinin kayıt altına alındığını vurgulayan Selvi, “Dil, edebiyat, mimari, ekonomi, spor, yemek kültürü… Aklınıza ne gelirse bu kitaplarda yer aldı. Bu 500’e yakın akademik yazı, Kocaeli’nin kimliğini anlamak isteyen herkes için bir başvuru kaynağı niteliğinde” dedi.
“Sanayi Şehri Algısı Yeterli Değil”
Kocaeli’nin yalnızca sanayiyle anılmasının eksik bir bakış olduğunu dile getiren Prof. Dr. Selvi, Hollanda örneğini vererek, “Tarihlerini yazdıkları için güçlü bir kimlik inşa etmişler. Bizim de aynı şekilde tarihimizle yüzleşip onu görünür kılmamız gerekiyor. Sadece organize sanayi bölgeleriyle değil, kültürüyle de var olan bir şehir Kocaeli” dedi. Selvi ayrıca, Kocaeli'nin Konya, Bursa ve İstanbul gibi tarihi şehirlerle aynı derinliğe sahip olduğunu belirterek, “Mutlu şehir ancak kültürle inşa edilir” vurgusunda bulundu.
“Sanat, Özgünlük ve Kişilik Demektir”
Söyleşinin bir diğer dikkat çeken ismi olan Yazar Savaş Barkçin ise Mimar Sinan’dan örnekler vererek mimarideki özgünlüğün önemine dikkat çekti. Barkçin, “Mimar Sinan’ın eserlerine baktığınızda, her biri birbirinden farklı bir ruh taşır. Sanat söz konusu olduğunda kişilik, detaylara özen ve anlam arayışı ön plana çıkar. Her yapı, içinde onu tasarlayanın ruhunu taşır” dedi.
Mimarlıkta Çok Aktörlü Bir Sanat
Etkinliğin son konuşmacısı Mimar Celaddin Çelik ise mimarlığın diğer sanat dallarından farklı olarak çok boyutlu bir üretim süreci gerektirdiğini vurguladı. “Bir beste, gönül sahibi bir sanatçının ve onu dinleyenlerin etkileşimiyle hayat bulabilir. Ancak mimarlık, sadece gönülle değil; idare, bütçe, mühendislik ve teknolojinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Yani mimarlık, kolektif bir kabulle mümkündür” ifadelerini kullandı.