‘’ Türkiye yüzyılı ‘’  kavramını, dünden bugüne Türk Siyasi tarihinde,  birbirinden bağımsız liderlerin işaret ettiği  ‘’ 2023 ‘’ yılını, Cumhuriyetimizin 100. yılını, dileyen isteyen görmezden gelebilir, hafife alabilir. Ben bu yüzyıla yüklenen anlama ve bakış açısına sonuna kadar inanıyorum.

‘’ Türkiye yüzyılı ‘’  kavramını, dünden bugüne Türk Siyasi tarihinde  birbirinden bağımsız liderlerin işaret ettiği  ‘’ 2023 ‘’ yılını, Cumhuriyetimizin 100. yılını, dileyen isteyen görmezden gelebilir, hafife alabilir. Ben bu yüzyıla yüklenen anlama ve bakış açısına sonuna kadar inanıyorum.

Yeri geldikçe her ortamda tüm yüreğimle Türk-İslam davasına inandığımı ve savunduğumu , dünya görüşümün bu temele oturduğunu ifade ederim. Güçlü Türkiye’nin, Türk Birliği’nin , İslam Birliği’nin yegane yolu olduğunu savunurum.

Bu konuya tekrar değiniyorum çünkü yeni kabinede özellikle iki atama bu anlamda beni çok heyecanlandırdı.

İlk olarak Sayın Hulusi Akar ile başladı bu ‘’gelenek’’. İlk kez  bir Genel Kurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı olarak atandı . Uzun bir dönem görev yapan Sayın Akar’ın yerine bu dönem yine mevcutta Genel Kurmay Başkanlığı görevini yöneten Sayın Yaşar Güler getirildi. İki dönemdir Genel Kurmay Başkanının , Milli Savunma Bakanı olarak atanması bu alanda bir temayül oluşmasına neden oldu.

Bu dönem bir ilk daha yaşandı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Sayın Hakan Fidan Dışişleri Bakanlığına atandı.

Bu iki atamanın T.C devletinin bir geleneği haline gelmesi ve bu konuda bir temayül oluşmasını canı gönülden destekliyorum.

Bu anlamda yabancı basında Sayın Hakan Fidan için atılan bir başlık aslında bu işin ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. ‘’ Her şeyi bilen adam Hakan Fidan Dışişleri Bakanı oldu ‘’. Başlık bu şekilde ve aslında kendi içinde her şeyi anlatıyor.

Devletin tüm askeri operasyonlarına hakim, yurt içi ve yurt dışında yapılan tüm askeri harekatları bilen bir Milli Savunma Bakanı, Yurt içi ve yurt dışında yapılan tüm istihbarat operasyonlarını bilen , tüm dünyada T.C Devleti’nin yürüttüğü her türlü operasyona hakim , devletin oradaki duruşunu, bakışını, yaklaşımını bilen bir Dışişleri Bakanı.

Görüşmeye gittiğiniz ülkenin amiyane tabir ile kitabını yazmışsınız , A’dan Z’ye her şeyine hakimsiniz, bunun sizin diplomaside atacağınız adımları nasıl kolaylaştıracağını, karşınızdakine nasıl kolayca üstünlük kurabileceğinizi bir düşünün !

Bu dönemde T.C devletinin ‘’ stratejik aklının ‘’ saat gibi tıkır tıkır çalışacağından en ufak bir şüphem dahi yok !

Bu durum bizi içeride ve dışarıda her alanda güçlü bir hakimiyet kurma şansı doğuracaktır…

Devletin yürüdüğü yolda , politikalarda sapmadan, siyasi değişikliklerden etkilenmeden , geleneksel bir tavır ile koymuş olduğu hedeflere yürümesi için atılan bu adımların çok değerli olduğunu düşünüyorum.

Özellikle Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığında oluşturulacak bu geleneğin sürekliliği devletin ‘’stratejik aklının ‘’ devamlılığı için hayati bir öneme sahip.

‘’ Gelişen kurumlarımızın tarihi bağlantılarını sağlayarak canlı gelenekler haline sokacağımıza , bunları bir kenara atarak her ülkeden tarihsiz, geleneksiz kurallar çerçevesinde kurumlar almışız ‘’ Ziya Gökalp ( Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak - Sayfa 26 )

Baş ucumdaki adeta akıl hocam diyebileceğim bana göre alanında ki en değerli kitaptan ( Allah mekanını cennet etsin Ziya Gökalp ) alıntı ile devam etmek istedim. Türk Tarihinin en değerli sosyologlarından rahmetli Ziya Gökalp bu konuda ki eksiğimizi çok net olarak ortaya koymuş.

Töre ve gelenek kökünden gelen bir milletin her dönemde bu gelenek ve töreden uzaklaşarak bir takım kurallar içerisinde kimliğini ve benliğini kaybettiğini ve sebebini en net ortaya koyan ifadeler bu muazzam kitapta geçiyor.

Büyük fikir adamı Ziya Gökalp yalnızca sebepleri söylemiyor bu kitapta, net olarak çözümleri ve neler yapılması gerektiğini de ortaya koyuyor.

‘’ O halde bir taraftan tarihli ve gelenekli bir millet haline girmeye, diğer taraftan da bizzat çalışarak sanayiye dayanan bilimler yaratmaya, geçmişinden devamlı olarak etkilenen felsefeler üretmeye çalışmalıyız. Çağın bilim ve felsefesine , teknoloji ve metodolojisini , milli ve dini geleneklerimizle açıkladığımız biçimde aşılar ve birleştirirsek çağdaş bir Türk-İslam medeniyeti ortaya çıkacaktır. İşte halk ruhunun ‘’ Kızıl Elma ‘’ diye aradığı bu vaat edilmiş vatana kavuştuğumuz zaman gerçek anlamıyla kültürel açıdan özgür ve medeniyetten bağımsız olacağız. ‘’ Ziya Gökalp ( Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak Sayfa 29 )

Devletin hafızası, devletin aklı sizin Milli Savunma Bakanlığınızın , Dışişleri Bakanlığınızın başında olur ve siz bunu kurumsal bir geleneğe , geçmiş ve gelecek harmanı ile yürütmeye talip olur ve bunu başarabilirseniz , bu gelenek bizi ‘’ Türkiye Yüzyılına , Kızıl Elmaya Turana’’ taşıyacaktır.

Çağın metodolojisi ve teknolojisine uygun İnsansız hava araçlarında öncü ve lider olup , İHA’lar , SİHA’lar üretirseniz , milli kaynaklar ile doğalgaz ve petrol ile milli ekonomi oluşturabilir, milli araç gereç ve silahlarımızı üretebilir; bu kurumların geleneklerinin devamlılığını esas alabilirsek bu gelenek bizi ‘’ Türkiye Yüzyılına , Kızıl Elmaya, Turana’’ taşıyacaktır.

Türkiye Yüzyılına , Kızıl Elmaya, Turana, Türk-İslam dünyasının lideri Türkiye’ye olan inancım tam , bugün bu inanç noktasında yaşadığımız gelişmeler ise heyecan verici. Gerek kurumlar arasında sağlanan geleneksel tavırlar gerek ise çağın teknoloji ve metodolojisine uygun yatırımlar, atılan adımlar bu noktadaki heyecanımın katlanarak artmasına neden oluyor…

‘’ Vatan ne Türkiye’dir Türk için ne Türkistan ;

   Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan!... ‘’