BİRBİRİMİZİ NE KADAR DİNLİYORUZ ?

İkili ilişkilerde veya arkadaş , akraba , dost ilişkilerinde birbirimizi anlamak ,algılamak değilde amacımız onu dinlemek oluyor.Sonrası tahmin ettiğiniz gibi kafada kurma eylemine dönüşüyor.Halbuki düşüncelerini anlatan kişiyi anlamaya çalışsak kafamızda senaryolar üretmeden ne kadar sağlıklı , doğru bir iletişim türü ilişki yöntemi olur.Kulağımızla dinleyerek yetinirsek kavgalar küslükler tartışmalar kaçınılmaz boyuta evrilir, karşılıklı suçlamalar başlar.

Genellikle çiftlerde ve diyaloglarda oluşan sıkıntılı süreç karşılıklı“iletişimsizlikten”kaynaklanır. Anlayışsızlık ve bencillikten kaynaklanır.Halbuki bizim kendi şahsi fikrimiz ne kadar önemliyse karşı tarafı da dinlemek gerekir.Derdini konuyu fikrini sormak gerekir.Bundan sonra karşılıklı diyalog saygın sessiz bir hal alabilir.Sessizden kastımız hakaret ,argo manalara geçmeden…

Suçlamaya yönelirsek eğer olayları algılayamadan , geri dönüşü olmayan sonuçlara doğurabilir.Ben diliyle konuşmak muhatap olduğumuz kişileri eleştirmeden, suçlamadan istek ve ihtiyaçlarımızı karşı tarafa iletmektir. Amaç suçlamak değil içinde bulunduğumuz durumun bizde bıraktığı duygusal etkiyi karşı tarafın kendini suçlu hissedip, savunmaya geçmeden anlayabilmesini sağlamaktır.

Özellikle iletişimlerde sorumlu kişi aramak en büyük hatalardan biridir.Birde şu var karşımızdaki kişi bizi  ne kadar çok sevse bile düşüncelerimizi , zihnimizi  okuyamazlar. Eğer bir şeyin olmasını istiyorsanız; anlatın , belirtin , söylemekten çekilmeyin iletişim kurallarına uygun bir şekilde tabii ki . 

Ortada bir problem var dedik.Peki o problemi kendisiyle bizzat muhatapla konuşmak yerine üçüncü kişi arıyorsak içinde bulunduğumuz durumu daha karmaşık hale getiriyoruz demektir ! yanlıştır. Problem yaşadığımız şahısla aramıza ne kadar insan katarsak , olaya ne kadar insan dahil edersek problemin çözüme ulaşma ihtimalini bir o kadar azaltabiliriz.

Herhangi bir sorun yaşandığında uygun bir dille ilk başta yalnızca muhatabınızla diyalog kurmanızı öneririz.