Ambalaj sektörünün önde gelen temsilcileri, İstanbul’da düzenlenecek uluslararası buluşma öncesi önemli mesajlar verdi. 130 ülkeden 80 bin katılımcının beklendiği dev buluşma öncesi konuşan Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Saribekir, sektörün pandemi ve savaşların etkisinin ardından yeni bir büyüme dönemine girdiğini söyledi.

2024 yılında 6,9 milyar dolar ihracata ulaşan sektörün, 2026’dan itibaren daha güçlü bir tablo çizeceğini öngören Saribekir, 2030 hedefinin ise 10 milyar dolar ihracat olduğunu belirtti.

“Savaşlar bitecek, raflar dolacak, ambalaj ihtiyacı artacak”

Sarıbekir’e göre ambalaj sektörü, ekonomik canlanmanın ilk sinyalini alan alanlardan biri. Ukrayna, Rusya ve Ortadoğu’daki savaşların er ya da geç sona ereceğini belirten Saribekir,

“Boş kalan raflar yeniden dolacak. Ekonomik hareketlenme önce ambalaj üreticilerine yansır. Bu yüzden 2030 hedefimize yalnızca ulaşmakla kalmayıp geçeceğimizi düşünüyorum,” dedi.

Türkiye’nin Avrupa’ya yakınlığı, hızlı teslimat kapasitesi ve artan üretim kalitesi sayesinde Çin’e göre büyük avantajlar elde ettiğini vurgulayan Saribekir, "Avrupalı üretici yakınında ürün ister. Biz bir ürünü birkaç günde ulaştırabiliyoruz. Çin’den bu süreç üç ay sürüyor" diyerek Türkiye'nin jeopolitik üstünlüğüne dikkat çekti.

Süpermarketlerin Yayılması Tüketimi Katladı

Ambalaj sektörünün büyümesini destekleyen en önemli unsurlardan biri de süpermarketlerin kırsala kadar yayılması. Saribekir bu konuda şunları söyledi:

“Kişi başı ambalaj tüketimi 10 yıl önce 120–130 dolar seviyesindeydi, bugün 280 dolarlara ulaştı. Bunun en büyük nedeni ambalajlı ürünlerin hayatın her alanına girmesi.”

Av. Umut Metin uyardı: “Tahkim öncesi arabuluculuk hem adil hem insani”
Av. Umut Metin uyardı: “Tahkim öncesi arabuluculuk hem adil hem insani”
İçeriği Görüntüle

Sektör, üretimin yüzde 60’ını Avrupa’ya ihraç ediyor. Ancak Saribekir’e göre Avrupa ile daha fazla entegre olmak için yalnızca üretmek yetmiyor; aynı zamanda bölgesel depo ve satış ofisleriyle müşteriye daha da yakınlaşmak gerekiyor.

“Geri Dönüşüm Ekonomik Savaşın Yeni Cephesi”

Sarıbekir, sürdürülebilirliğin artık sadece çevresel değil, ekonomik bir rekabet unsuru haline geldiğini belirtti. Özellikle Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenlemesi gibi uygulamaları Türkiye için hem risk hem fırsat barındırıyor.

“Geri dönüşüm konusu bizim için artık bir tercih değil, zorunluluk. Ambalajın döngüsel ekonomiye kazandırılması gerekiyor. Bu sadece çevre meselesi değil, ekonomik bir savaş. Türkiye bu savaşta kazanabilir,” diyen Saribekir, atık yönetimi konusunda da belediyelere büyük görev düştüğünü ifade etti.

“Karbon ayak izi düşürülmeli, eğitimle dönüşüm sağlanmalı”

Sarıbekir, karbon emisyonlarını azaltma konusunda da sektör olarak çalışmalara başladıklarını belirtti. Kapsam 1 ve 2 emisyonları üretim süreçlerinde düşürülebilirken, ham madde kaynaklı emisyonlarda hâlâ sorunlar yaşandığını söyledi.
Ancak bu noktada Türkiye’nin avantajlı olduğunu da sözlerine ekledi:

“Çin'in Avrupa’ya bir ürün göndermesi bir ay sürüyor. Biz çok daha kısa sürede ulaştırabiliyoruz. Bu da karbon salımı açısından ciddi avantaj.”

Ayrıca geri dönüşüm kültürünün toplumun tüm kesimlerine yayılması gerektiğini vurgulayan Saribekir, eğitim sisteminde anaokulundan itibaren bu bilincin yerleştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Kaynak: İHA