Esenyurt’ta yaşayan 20 yaşındaki Kübra Yılmaz, karnında hissettiği ağrıyı hafifletmek için kısa süre arayla iki ağrı kesici aldıktan sonra fenalaştı. Ailesi tarafından hastaneye kaldırılan genç kız, yapılan tetkiklerin ardından karaciğer yetmezliği teşhisiyle yoğun bakıma alındı.
Durumu hızla kötüleşen Yılmaz, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erdem Kınacı ve ekibi tarafından yapılan müdahalelerle hayatta tutuldu. Karaciğer nakli zorunluluğu doğunca, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi üzerinden acil çağrı yapıldı. Altıncı günün sonunda kadavradan uygun bir organ bulundu ve genç kız başarılı bir operasyonla yeniden hayata döndü.
“Sadece Ağrıyı Kessin Diye Aldım, Hayatım Değişti”
Yaşadıklarını büyük bir şaşkınlıkla karşıladığını anlatan Kübra Yılmaz, bilinçsiz ilaç kullanımına karşı herkesi uyardı:
“Ağrıyı kessin diye 2 tane aldım, o kadar. Böyle bir sonuç beklemiyordum. Herhangi bir ilaçla bu hale gelmek insanı çok şaşırtıyor. Bir anda hayatım değişti. Her şey doktor kontrolünde yapılmalı. Ve kesinlikle herkes organ bağışı yapmalı. Ben bugün bir kadavranın bağışı sayesinde nefes alabiliyorum.”
Yılmaz, organ bağışının önemine dikkat çekerek, “Bir kişinin bağışı birçok insana yeniden umut olabilir” dedi.
Prof. Dr. Kınacı: “Basit Görünen İlaçlar Bile Hayati Risk Taşıyabilir”
Hastayı tedavi eden Prof. Dr. Erdem Kınacı, olayın “karaciğer intoksikasyonu” olarak adlandırılan ciddi bir ilaç zehirlenmesi vakası olduğunu belirtti.
“Normalde masum görünen bazı ilaçlar, özellikle ağrı kesiciler veya antibiyotikler, fazla miktarda ya da kısa aralıklarla alındığında ciddi karaciğer yetmezliğine yol açabiliyor. Bu hastamızda da benzer bir durum yaşandı,” dedi.
Yoğun bakım sürecinde karaciğer fonksiyonlarının özel cihazlarla desteklendiğini anlatan Kınacı, karaciğer nakli yapılmasaydı hastanın yaşama şansının çok düşük olduğunu söyledi.
“Ülkemizde organ nakli sisteminin çok iyi işlediğini belirtmek isterim. Bağışlanan bir organ sayesinde bir gencin hayata dönmesine şahit olduk. Organ bağışı, hem tıbben hem insani olarak çok değerli,” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de Ağrı Kesici Kullanımı Çok Fazla”
Prof. Kınacı, Türkiye’de bilinçsiz ilaç kullanımının yaygın olduğuna dikkat çekti:
“Ülkemizde reçetesiz ağrı kesici kullanımına çok fazla eğilim var. Her ağrıda hemen ilaç almak yerine doktora başvurulmalı. Zayıflama hapları, bitkisel karışımlar ya da bilinmeyen mantarlar da benzer karaciğer hasarlarına yol açabiliyor.”
Kınacı ayrıca karaciğer sağlığını korumak için sağlıklı beslenme, egzersiz ve düşük şekerli içecek tüketimi konusunda da uyarılarda bulundu.
“Rabbim Kızımı Bana Bağışladı”
Genç kızın annesi Arzu Yılmaz, yaşadıkları süreci gözyaşlarıyla anlattı:
“Bir anda oldu, neye uğradığımızı şaşırdık. Çaresizliğimize çare oldular, Rabbim kızımı bana bağışladı. Artık ben de organlarımı bağışlamak istiyorum. İnsan yaşayınca anlıyor; bir can kurtarmak dünyalara bedelmiş.”
Aile, yaşadıkları bu zorlu sürecin ardından topluma organ bağışı bilinci kazandırmak için gönüllü olduklarını söyledi.
Hayat Kurtaran Duyarlılık: Organ Bağışı
Uzmanlar, Türkiye’de organ bağışı oranlarının hâlâ istenen düzeyde olmadığını vurguluyor. Her yıl yüzlerce hasta, uygun organ bulunamadığı için nakil sırasını beklerken yaşamını yitiriyor. Kübra Yılmaz’ın hikâyesi, bir bağışın birden fazla hayatı kurtarabileceğini bir kez daha hatırlattı.
“Kadavra bağışları sayesinde 5-6 kişi aynı anda hayata tutunabiliyor,” diyen Prof. Kınacı, toplumda bu bilincin yaygınlaşması gerektiğini söyledi.