O kadar çok konuşulan ve gündemde olan bir konudur ki,çoğu zaman tv sohbetlerimizde veya dost meclislerinde,hatta seminerlerimde kısaca bahsetmeden geçemiyorum.
Belki de içimizi kemiren,kötü hastalık gibi etrafı da bozan ve tüm hücrelerimize zarar verebilen bir hastalık desem fazla olmayacak.
İnsanlık tarihi kadar eski,gündemini yitirmeden zirvedeki yerini koruyan bir bilim dalı gibi giderek yerini sağlamlaştırıyor ve vazgeçilmez bir davranış olarak devam ediyor.
Özellikle yönetim modellerinde adeta bir çeşit aspirin etkisi de yaptığı söylenir.
Şu ana kadar okuduğunuz satırlarda sanki harika bir duygu izlenimi vermiş olabilirim.
Değil tabii ki,
O kadar kötü bir zehir gibi etkisini sürdüren bu davranış modeli ,arkadaşlıkları, aileleri, şirketleri, siyaset sanatını ve liderlikler ve yöneticilik modelleri gibi tüm sistemleri bozabiliyor ve başarıya gidebilecek her yolu yok ediyor. Her yönetim modelini içten kemiren bir köstebek sanki.
Nedir diye teorik olarak bakarsak ,
eyyamcılık, günlük dilde sıklıkla kullanılan ancak bazen farklı anlamlara gelebilen bir kavramdır. En temel tanımıyla, kişinin içinde bulunduğu anın şartlarına veya konjonktüre göre hareket etmesi, günü kurtarmaya yönelik geçici çözümler üretmesi durumudur.
Genellikle uzun vadeli planlama veya ilke bazlı duruş sergilemek yerine, anlık fayda veya popülerlik kazanma amacı güden davranışları ifade eder.
Özellikle siyaset, spor veya medyada, kamuoyunun, taraftarın veya belirli grupların anlık baskıları, eyyamcılığa yönelimi artırabiliyor,uzun vadeli stratejik hedefler yerine, kısa dönemde başarılı görünme veya sorunları geçici olarak erteleme isteği de bu duyguyu arttırıyor.
Liderlik Eksikliği belki de en fazla artıran bir konu. Bir vizyona veya kararlı bir duruşa sahip olmayan liderler, karar alma süreçlerinde eyyamcılığa daha kolay başvurabiliyor ve seviyor, bazen hızla değişen dış koşullar, kişileri veya kurumları anlık adaptasyonlar yapmaya zorlayabiliyor.
Ancak bu adaptasyonların eyyamcılığa dönüşmemesi için ilke ve hedeflerin korunması önemlidir.
Eyyamcılık, kısa vadede bazı sorunları çözüyor veya belirli kesimlere hoş geliyor gibi görünse de, uzun vadede ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilir
Bunları başında güven kaybı neticesi sürekli pozisyon değiştirmek, kişi veya kurumun güvenilirliğini zedeliyor,itibar erozyonu oluşturarak, uzun vadede saygınlık ve itibar kaybına yol açabiliyor. Gerçek sorunların çözülememesi, geçici ve pansuman türü çözümleri tercih ettirerek,asıl sorunları halının altına süpürmek gibi etki yaratıp ve zamanla daha büyük problemlere dönüşmelerine neden oluyor.
Alınan kararlar ve yapılan açıklamalar arasında tutarsızlıklar oluşturduğundan bu da karmaşaya yol açarak kaliteyi bozuyor.
Çünkü, eyyamcılık, günü kurtarmaya yönelik bir strateji olsa da, genellikle uzun vadede faydadan çok zarar getiren bir yaklaşım olduğundan ve bence büyük hasarlar verdiğinden kararlılık, ilke ve vizyon sahibi olmak, eyyamcılıktan uzak durmanın anahtarlarıdır.
Kalın sağlıcakla ,
Sinan Bayraktar