Çetin Gürol’un sunduğu Ajans 9 programının bu haftaki konuğu, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Gürer oldu. Programda Gazze’de yaşanan insanlık dramı ve bu dramın insan ve toplum üzerindeki etkileri derinlemesine konuşuldu.
Programın dikkat çeken bölümlerinden biri, yapay zekaya yöneltilen şu soruyla başladı:
“Gazze deyince aklına ne geliyor?”
Yapay zekanın verdiği yanıt ise oldukça çarpıcıydı:
“Gazze deyince aklıma önce acı geliyor. Ama sadece savaşın, yıkımın, açlığın acısı değil... İnsanlığın, vicdanın sustuğu bir coğrafyanın acısı. Gazze deyince aklıma bombalar altında koşan çocuklar, elinde oyuncak yerine taş tutan minik eller geliyor. Bir annenin yıkılmış evinin enkazında çocuğunun sesini duymaya çalışması geliyor. Gözleriyle değil, kalbiyle gören insanların ‘yeter artık’ diye haykırdığı ama kimsenin duymadığı çığlıklar geliyor.”
Bu duygusal girişin ardından sözü Çetin Gürol aldı ve değerlendirmesiyle izleyiciye seslendi. Ardından programa konuk olan Prof. Dr. Banu Gürer, hem kişisel tecrübeleri hem de akademik perspektifiyle konuya derinlik kattı.
“Şehirlerin de ruhu vardır”
Prof. Dr. Banu Gürer, bölgeye yaptığı ziyaretleri hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Ben ilk kez 2018 yılında bir konferans vesilesiyle o bölgeye gitmiştim. Bazı şehirlerin gerçekten bir ruhu olduğunu düşünüyorum. Her şehir için bu geçerli olmayabilir ama bazı yerlerde bu hissi çok yoğun yaşadım.”
Kudüs’ü ziyaret ettiğinde beklentisinin çok daha farklı olduğunu ifade eden Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha huzurlu, daha manevi bir atmosfer bekliyordum. Fakat hissettiklerim acı, hüzün ve gerginlik oldu. Oradaki insanların yaşadığı psikolojik baskıyı adeta üzerinizde hissediyorsunuz. Şehrin hafızası acıyla dolu ve bunu sadece tarihsel değil, duygusal olarak da algılayabiliyorsunuz.”
“Bu coğrafyanın kaderi acılarla yazılmış”
Prof. Dr. Gürer, Gazze özelinde yaşananların sadece bugünün meselesi olmadığını, bölgenin tarih boyunca savaşlara, çatışmalara ve yıkımlara sahne olduğunu vurguladı:
“Bu bölge, insanlık tarihinin en eski kayıtlarından itibaren stratejik ve dini önemi nedeniyle sürekli bir çatışmanın içinde olmuştur. Dini değerlerin ötesinde, ekonomik ve politik çıkarların da bu acıların altında yattığını görmezden gelemeyiz.”
Kudüs’te yaşadığı duyguları bir dönem Bosna’da da hissettiğini söyleyen Gürer, coğrafyanın taşıdığı travmanın nesiller üzerinden nasıl aktarıldığını da dile getirdi.
“Yapay zekanın verdiği cevap tarihin bir özetiydi”
Gürer’e göre yapay zekanın Gazze hakkında verdiği yanıt, sadece iki yılın değil, yüzyıllara yayılan bir tarihsel kırılmanın ifadesiydi. Bu açıdan bakıldığında, acının da hafızanın bir parçası olduğunu, toplumların bu hafızayı görmezden geldikçe adaletsizliklerin tekrarlandığını belirtti.