‘’Kendine bir şeyin acemisi olma izini verirsen, içinde ne kadar çok yetenek saklı olduğuna şaşıracaksın’’
Okuduğum bu cümle üzerine çok düşünmeye başladım.
Acaba bir şeyleri fark etmeyi beceremiyor muyuz?
Deneyim korkutucudur. Belirli bir konu hakkında bilgi eksikliği, belirli bir beceri söz konusu olduğunda yabancılık hissi duymak, deneyimsiz olmak, eksik olduğunuz anlamına gelir. Hatta daha ilerisi yetersiz olduğunuz anlamına gelir. Bu durum da yetişmeniz gerektiği anlamına gelir.
Bu nedenle, çoğumuz elimize geçirebildiğimiz her şeyde acele edip deneyim kazanmayı tercih ederiz. Becerilerimizi geliştirmeye ve listemize kimlik bilgileri eklemeye odaklanırız ve bu mutlaka kötü bir şey olmasa da, yolculuğun bir yerinde, çoğumuz davetkar bir şekilde yeni olan her şeyin deneyiminin tadını çıkarmayı unuturuz. Yeni başlayan olarak sınıflandırıldığımızı reddederiz ve zirveye ulaşmak için kat ettiğimiz yolculuğun önemli bir bölümünü küçümseriz.
İnsan gelişimde artık mesele içsel gelişim değil, zirveye doğru bir yarış halinde devam ediyor. Tüm toplumlarda herkes aç ve telaşlı, kendilerini hızla yukarı itmek için etrafındaki insanları aşağı çekiyor. Bu tür bir kargaşa içerisin çılgınlığa kapılmak kolaydır ve çoğu zaman da kapılırsınız.
Aceleyle tırmandıktan sonra bir numara olma ihtimali heyecan verici olsa da, oraya varana kadar durup manzaranın tadını çıkarmayı unutmamanız gerektiğini inanıyorum. Çünkü birçoğumuz yeni başlayan biri olduğunuzu ve oraya ulaşmak için çıktığınız yolculuğu unutuyor veya inkâr edebiliyor. Hatırlamak bile istemiyor.
Birçok insan deneyimsizliğin aslında bir avantaj olduğunu anlamıyor. Bu yüzden ilk etapta yeni başlayan olduklarını inkâr ediyorlar. Hiç şu sözü duydunuz mu:
"Boş bir tuval, daha önce başlanmış olana kıyasla harika bir sanat eseri olma potansiyeline sahiptir"
Bu, çocukların, masumiyetleri ve deneyimsizlikleriyle gelen açık fikirlilik ve kırılganlık sayesinde yetişkinlerden daha iyi öğrenciler olmalarına benzer, bu da onların bilgiyi en iyi şekilde almalarını sağlar. İsterseniz bunlara temiz sayfalar diyebilirsiniz.
Yeni başlayan biri olarak, sularda yüzenlere göre, yeni bilgileri özümserken aşina olmadığınız bir alana uyum sağlama konusunda daha yüksek bir kapasiteye sahip olduğunuzu düşünmeniz gerekir.
Bize ilk öğretim döneminde ve aile ortamında kullanılan çok önemli bir tembih vardı.
‘’Saçmalama’’
Bence toplum olarak çok şey kaybettiren bir uyarı idi.
Tarih ve gelişime baktığımızda tüm kaşiflerin ve önemli mucitlerin keşiflerine saçmalayarak başladığını görürsünüz. Biz saçmalamadan bir yerlere varamazken, saçmalayan ve yeni buluş arayanlar, kıtaları keşfediyor, uzayı arıyor, yeni çılgın projeleri insanlığa sunuyordu. Saçmalayan Hazerfan Ahmet Çelebi’ye Galata kulesinden kanat takarak uçtuğunda ‘’deli’’ sıfatı takıldığını, Vecihi Hürkuş’un anlamsız işler yaptığı söyleyerek engellenmeye çalışıldığı, daha ilerisi bugünün radyo frekans dalgalarının bulucusu ve dünyaya wireless sistemleri getiren Nicola Tesla’nın nasıl frenlendiğini hepimiz biliyoruz.
Bu sayabildiğim insanlar hiçbir şey bilmediklerini bilerek yeni arayışları yaparken gerçekten kendilerine ‘’Bir şeyin acemisi olma iznini verdiklerini ve içlerinde saklı olan yetenekleri ortaya çıkardıklarına inanıyorum
Ne kadar benzer şeyler olursa olsun, her güne sanki hala bir öğrenciymişsiniz gibi başlayarak tutumunuzu değiştirmek için sürekli çaba gösterin. Yeni fırsatlarla karşılaştığınızda öğrenmeye istekli ve enerji dolu olduğunuz zamana geri dönün. Tıpkı bir çocuk gibi, bir zamanlar temiz bir sayfa açan, ellerinizi kirletmek ve birkaç çentik atmak için hemen hevesli bir acemi olduğunuz dönemi düşünün. Evet, o zamanlar cahil olabilirsiniz, ancak başarıya olan susuzluğunuz benzersizdi.
Üstü örtülü ve saklı alanda kalan bir tarihi eser gibi kendinize yaptığınız kazılarda çok önemli serler elde edeceksiniz. Kendinizin arkeoloğu olmak bir başarıdır.
Öğrenme, mecazi anlamda zirvede olduğunuzda durmaz. Tüm bir ömür sürecek sürekli ve dolambaçlı bir yolculuktur. ‘’Öğrenme bitince ölüm başlar’’ sözünü söyleyen Albert Einstein tüm insanlığa öğrenmekten vazgeçmemeyi hatırlatmaktadır.
Yeni bir yolculuğa çıkarken acele etmemeyi, manzaranın tadını çıkarmayı, her deneyimi hissetmeyi ve gelen her şeyi kucaklayarak bitene kadar onu sarmalamayı unutmadan bazen kendinizi yıkarak yeniden inşa etmeniz de gerekecektir.
Ama tabii ki sağlıkla birlikte…
Kalın sağlıcakla
Sinan Bayraktar 30 Ocak ’25 Dubai