Yaşam

70 Yıllık Zanaat Tehlikede: Eskişehir’de Saatçilik Mesleği Yok Oluyor

Eskişehirli saat ustası Ayhan Oskaylar, akıllı saatler ve çırak sorunu nedeniyle klasik saatçiliğin giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Abone Ol

Eskişehir’de saatçiliğin yaşayan hafızası Ayhan Oskaylar, 1955 yılında babasıyla başlayan meslek mirasını 69 yaşında hâlâ sürdürüyor. Ancak o da kabul ediyor: Eskiden bir ihtiyaç olan saat, artık sadece bir aksesuar. Daha da önemlisi, saat ustaları bir bir azalıyor.

Yıllardır aynı dükkânda binlerce saatin tamirini yapan Oskaylar, bugün sayıları 15’i bile bulmayan saat ustalarıyla, mesleğin adeta tarih sahnesinden silinmeye doğru gittiğini söylüyor. “Baba mesleği olarak başladım, severek yaptım ama artık devam ettirmek çok zor” diyerek yılların getirdiği burukluğu dile getiriyor.

“Eskiden ihtiyaçtı, şimdi hediye ve zevk için alınıyor”

Zamanla birlikte saatlere duyulan ihtiyaç da değişti. Ayhan Uskaylar’a göre bu değişim, saatçiliğin de yönünü belirledi:

“Eskiden saat ihtiyaçtı, insanlar zamanı öğrenmek için takardı. Şimdi ise nişan, doğum günü, anneler günü gibi özel günlerde hediye amaçlı alınıyor. Artık zevke dönüştü. Saatin işlevinden çok, görüntüsüne bakılıyor.”

Akıllı saatler ustaları işsiz bıraktı

Teknolojik gelişmelerin saat tamirciliğini derinden etkilediğini belirten Oskaylar, klasik saatlerin yerini akıllı cihazlara bırakmasının mesleğin en büyük darbesi olduğunu söylüyor:

“Yeni nesil akıllı saatler bozulunca tamir edilmiyor, direkt yenisi alınıyor. Pilleri değişse bile eski performansı vermiyor. İnsanlar bunu zamanla fark ediyor ama alışkanlıklar hızla değişti.”

Bir zamanların gözde mesleklerinden olan saatçiliğin, dijitalleşmenin gölgesinde yavaş yavaş silindiğini anlatan usta, geçmişle bugün arasındaki farkı rakamlarla özetliyor:

“1996 yılında oda başkanıydım. O zaman Eskişehir’in nüfusu 500 bindi, 38 saat ustamız vardı. Bugün nüfus 1 milyona yaklaştı ama usta sayımız 13-15 kişi. Gidişat hiç iyi değil.”

“Çırak yetişmiyor, meslek unutuluyor”

Saatçiliği tehdit eden bir diğer unsur da çırak eksikliği. Usta Ayhan Oskaylar, yeni neslin zanaata ilgisiz olduğunu vurguluyor:

“Çırak yetiştirmek en az 5 yıl alıyor. Ama günümüzde işe başlarken ‘ne kadar vereceksin’ diye soruluyor. Sigortası, maaşı derken yetiştiriyorsun, sonra gidip kendi dükkânını açıyor. Bu yüzden kimse risk almak istemiyor.”

Zaman alan, emek isteyen bir meslek olan saatçiliğin bugünkü şartlarda sürdürülebilirliğini kaybettiğini ifade ediyor.

Türkiye’de saat sanayii neden gelişmedi?

Ayhan Uskaylar’a göre bir diğer büyük sorun ise üretim. Türkiye’de saat sanayisinin neredeyse hiç gelişmemiş olması, iç piyasayı tamamen dışa bağımlı hale getirmiş durumda:

“Çin, Japonya, Malezya, Singapur gibi ülkeler piyasayı elinde tutuyor. İsviçre zaten bu işin üst düzey markalarını üretiyor. Bizde ise maliyetler çok yüksek, üretim neredeyse sıfır. Türkiye'de saat sanayii yok denecek kadar az.”

Zaman ilerliyor, saat ustaları azalıyor

69 yaşındaki Ayhan Uskaylar, saatlerin içindeki zamanı gösteren küçük çarkları onlarca yıldır sabırla onarmış biri. Ancak o çarkların sesi artık daha az duyuluyor.

Her geçen gün azalan usta sayısı, kaybolan bir zanaatın sessizliğini simgeliyor. Saatler dönmeye devam ediyor belki ama bu işin ustaları artık takvime değil, zamana karşı yarışıyor.