Toplam 48 sanık, 8'i tutuklu ve 2'si firari olduğu davanın ilk duruşması bugün saat 10:00'da Kocaeli 1. Ağır ceza mahkeme salonunda başladı.
Sanıkların aylık kazançları, mezuniyetleri ve eğitimleri gibi bilgileri soruldu.
Savunmasında N.D
BİLGİSAYAR KULLANMAYI BİLE BİLMİYORUM
Bahsi olan kurumda temizlik görevlisi olduğunu söyleyen N.D: "Ben temizlik personeli olarak çalışıyordum. Hiç kimseyi tanımıyorum bilgisayar bile kullanmayı bilmiyorum. Asgari ücret karşılığında çalışan bir insanım. R.Ş. ile birlikte kent konseyinde görev alıyorduk. S. hanım ve birkaç aileye ev açmıştık. Benim yaptığım şey yalnızca yardım etmekti. Herhangi kimsenin 1 TL sini bile almadım. İyi niyetimin kurbanı oldum. Bundan dolayı suçlanıyorsam, yardım ettiğim için suçlanıyorsam başka da birşey demiyorum," dedi.
EVRAKLARLA BİR ALAKAM YOKTUR
Bir sonraki tutuklu sanık E.B ise evraktaki imzalar gibi yetkinliklerin firmalarda olduğunu, kendisiyle bir alakası olmadığını söyledi;
"2023'ün başlarında organize olup liselerle görüşmeler yaptık. Bana dediler ki İzmit Atatürk lisesiyle görüşün. Selda ve Rümeysa hanımla görüştüm.
Parayı yatıran biz değiliz ama biz tutukluyuz. Evrakları hazırlayan da biz değiliz. Evrakları firmalar hazırlar. Bizim yetkili olduğumuz alanda değil. 7 aydır içeride yatıyorum. Ailem ve ben mağduruz. Ben burada mahkemeye de yardımcı olmak istiyorum. Burada yanlış birşey var. Firmalara sormak lazım, yaklaşık 100 kadar firma var. Bize gelen hazır evrağa hiç dokunmadan gerekli yere veririz. Benim evraklardaki imzalarla alakam yoktur. Son olarakta saygılarımı sunuyorum.
BEN BURAYA YANLIŞLIKLA DÜŞTÜM
Nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklu sanık İ.B. ise olayla bir ilişkisinin olmadığını söyledi. Kocaeli’ye daha önce hiç gelmediğini ifade eden İ.B., şu şekilde konuştu:
Bir başka sanık ise şu ifadelere yer verdi: "7 aydır tutukluyum. Ben buraya yanlışlıkla düştüm diye düşünüyorum. Soruşturma aşamasında GPS kayıtlarına da bakabilirsiniz. Okula uğramışlığım yok. Bana gelen 300 TL yüzünden tutuklandım. Ben fizyoterapist öğrencisi olduğum için şahsa masaj yaptım ve zorla 300 TL para attı bana.
08.04.2023 yılında ise 2 milyondan fazla haksız kazanç sağlayan İ.K'dan ise 8 bin TL aldığım için dolandırıcılık suçlaması yapıldı. Alacak verecek meselesiydi. MESEM konusuysa hiçbir alakam yoktur. Ben 7 aydır çocuğumun yüzüne bakamıyorum. Evrakların hiç birinde imzam ve parmak izlerim yok. Ben bu süreçte çok mağdur oldum. İşimden de oldum. Haksız kazanç sağlayan firma sahipleriydi.
Tutukluluğum sona ermesini talep ediyorum," dedi.
MEB KENDİ EKSİKLİĞİ YÜZÜNDEN BİZİ SUÇLUYOR
Tutuklu sanıklardan S.Ö. ise 2023 yılında MESEM teşvik programıyla tanıştığını ve çevresindeki kişilerin bu programdan faydalanmasını istediğini belirtti. S.Ö., şu ifadeleri kullandı:
"2023 yılında MESEM diye bir teşvik ile tanıştık. Firmalarla görüşüp teşviği anlattık, gerekli bilgi ve evrakları söyledik. Firmalar kendi personelleri ile birlikte evrakları bize gönderdi ve bizde bunları okula verdik. Burada suçlu MEB. Çıkarttığı teşviği düzgün denetleyemedi, takipte edemedi. Burada milli eğitim bizi suçluyor. Ben bu suçu kabul etmiyorum, tahliyemi talep ediyorum.
Benim adıma atfedilen firmalar resmi firmalardır. Bu firmalar kamuya zarar verdiyse de benlik bir durum yok. Bana kaçma şüphesiyle evrak yolluyor mahkeme. Ben evimde yakalandım, ayrıca kaçmak isteseydim de kaçardım.
YAŞADIĞIM PRESTİJ KAYBI ÇOK BÜYÜK
Öğretmenlik yapan bir başka tutuklu sanık ise itibarının zedelendiğini belirterek şu ifadelere yer verdi;
"Öncelikle uzun yıllar devlete hizmet eden biriyim. 16 Mayıs 2023'te milli eğitime yazı gönderdim. Bu yazıda yetkimi iptal ettikleri ve kişisel verilere aykırı durum olduğunu yazdım.
Ben memur çocuğuyum ve eğitim görevlisiyim. Herhangi bir menfaat elde etmedim. Banka hesaplarim da da bu durum ortaya çıktı. Benim eşim doktor ve bende öğretmenim. Yaşadığım prestij kaybının haddi hesabı yok. Benim yurtdışı çıkışımda bir sorun yok ve bu süreçte yurtdışına bile gitmedim. Benim herhangi bir korkum çekincem yok. Tahliyemi talep ediyorum," dedi.
Duruşma devam ediyor.