Son Dakika... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim 2025’e ilişkin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında merakla beklenen faiz kararını açıkladı.
Banka, politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 40,5’ten yüzde 39,5 seviyesine çekti. Bu adım, piyasadaki genel beklentiyle örtüşürken, karar metninde dezenflasyon sürecine ilişkin önemli değerlendirmelere yer verildi. Kurul, faiz kararını açıklarken talep koşullarının enflasyonla mücadelede destekleyici düzeyde olduğunu, ancak fiyat istikrarına yönelik risklerin hâlâ devam ettiğini vurguladı.
FAİZ ORANLARINDA DETAYLI DÜZENLEME
PPK kararı sadece politika faiziyle sınırlı kalmadı. Merkez Bankası ayrıca gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 43,5’ten yüzde 42,5’e, borçlanma faiz oranını ise yüzde 39’dan yüzde 38’e düşürdü. Bu adımlarla birlikte faiz koridorunda da daralma gerçekleşti. Bu hamlelerin, para politikasının etkinliğini artırmak ve likidite koşullarını daha kontrollü bir şekilde yönetmek amacıyla yapıldığı değerlendiriliyor. Ekonomistlere göre, faiz koridorundaki ayarlamalar, hem kredi kanallarına hem de beklenti yönetimine yönelik mesaj taşıyor.
KARAR METNİNDE DEZENFLASYONA DAİR KRTİK VURGULAR
Faiz kararıyla birlikte yayımlanan metinde, enflasyonun ana eğiliminde eylül ayında yükseliş yaşandığı belirtildi. Son verilerin, iç talebin yavaşlama sinyalleri verdiğini ancak dezenflasyon sürecinin hız kaybettiğini gösterdiği aktarıldı. Özellikle gıda fiyatlarındaki gelişmelerin, enflasyon beklentileri üzerinde baskı oluşturduğu kaydedildi. Kurul, sıkı para politikası duruşunun süreceğini ve bu duruşun talep, döviz kuru ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyona katkı sağlayacağını ifade etti. Ayrıca, para politikasının yönünün enflasyon görünümüne göre belirleneceği ve gerektiğinde ek sıkılaştırma adımlarının da gündeme gelebileceği açıklandı.
ÖNCEKİ FAİZ ADIMLARI VE YILIN GERİ KALANINA DAİR BEKLENTİLER
Merkez Bankası, Aralık 2024’te başladığı faiz indirim sürecinde şimdiye kadar önemli adımlar attı. İlk üç toplantıda toplam 750 baz puanlık bir indirim gerçekleştirilmiş, sonrasında mart ve nisan aylarında borç verme faizinde artışlara gidilmişti. Haziran ayında ise faizler sabit tutulmuştu. Temmuz ayında gelen 300 baz puanlık indirim ve eylülde yapılan 250 baz puanlık düşüşle birlikte toplam indirim miktarı hız kazandı. Ekim ayında da bu sürecin sürdüğü görüldü.
Kasım ve aralık aylarında nasıl bir politika izleneceği merakla bekleniyor. Özellikle yıl sonuna yaklaşırken enflasyondaki seyir ve küresel ekonomik gelişmeler, faiz politikası üzerinde belirleyici olacak gibi görünüyor.