İstanbul’da Haliç kıyısında devam eden dev turizm projesi, betonlaşmanın doğa üzerindeki etkilerini gözler önüne seren çarpıcı bir manzarayla gündeme geldi. Yüzlerce ağacın bulunduğu alanda yapılan inşaat çalışmaları sonrası yalnızca bir ağaç geride kaldı. Kuruyan yapraklarıyla betonların arasında sessizce ayakta duran bu yaşlı ağaç, doğanın beton karşısında verdiği mücadelenin acı bir simgesine dönüştü.

Rixos Tersane İstanbul projesinin sürdüğü şantiyede, 28 beton fore kazıkla çevrelenmiş 100 metrekarelik alanda tek başına kalan ağaç, dron görüntüleriyle kamuoyunun dikkatini çekti. Ağaç, adeta geçmişin tanığı olarak beton yığınlarının ortasında var olmaya çalışıyor.

Fore Kazıkların Ortasında “Korunan” Ağaç

Uydu ve hava görüntülerinin incelenmesiyle ortaya çıkan manzara, inşaat sahasındaki dönüşümün ne denli büyük olduğunu gözler önüne serdi. Onlarca ağacın kesildiği alanda yalnızca bir ağaca dokunulmadığı, fakat onun da kökleri beton zeminle çevrilmiş şekilde bırakıldığı görülüyor.

Yaklaşık yüzlerce yıllık olduğu tahmin edilen ağaç, beton fore kazıklar arasında sıkıştırılmış toprakla çevrili 100 metrekarelik alanda ayakta kalmaya çalışıyor. Fakat bakımının yapılıp yapılmadığı bilinmiyor. Yapraklarının büyük oranda kurumuş olması, ağacın yaşayıp yaşamadığına dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Tarladan sofraya “beyaz elmas”: Sakarya kabağında hasat zamanı
Tarladan sofraya “beyaz elmas”: Sakarya kabağında hasat zamanı
İçeriği Görüntüle

Anıt Ağaç mı, Süs Objesi mi?

Söz konusu ağacın, “anıt ağaç” statüsünde olup olmadığı henüz netlik kazanmadı. Eğer bu statüdeyse, taşınması veya kesilmesi yasal olarak kesin biçimde yasak. Anıt ağaçlar, sadece ekolojik değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel anlam taşıyan doğal varlıklar olarak özel koruma altında bulunuyor.

Bölge, İstanbul’un denizcilik geçmişinde önemli bir yere sahip olan eski tersane alanı. Uzun yıllar boyunca gemi bakım ve üretiminin merkezi olan bu alan, bugün lüks oteller, ofisler ve alışveriş alanlarının yükseldiği bir dönüşüm sahasına dönüştü.

Ekolojik ve Kültürel Bellek Siliniyor mu?

Bir zamanlar sanayi ve denizcilik faaliyetlerinin kalbi olan Haliç’in bu dönüşümü, kent belleğinin giderek silinmesiyle ilgili endişeleri de beraberinde getiriyor. Geriye kalan tek bir ağaç ise, bu hızlı dönüşüm sürecinde hem doğanın hem de kültürel mirasın nasıl geri plana itildiğini çarpıcı bir şekilde simgeliyor.

Uzmanlara göre, doğayla uyumlu kentleşme ve tarihi hafızayı koruyan projeler, İstanbul gibi çok katmanlı geçmişe sahip şehirlerde yaşamsal önem taşıyor. Beton fore kazıklar üzerinde var olmaya çalışan o tek ağaç, belki de bu farkındalık için son bir uyarı niteliğinde.

Kaynak: İHA