Et Sofralardan Uzaklaşıyor: Gürer’den Fiyat Tepkisi ve Çarpıcı Veriler
Et Sofralardan Uzaklaşıyor: Gürer’den Fiyat Tepkisi ve Çarpıcı Veriler
İçeriği Görüntüle

SBÜ Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nden Dr. Öğr. Üyesi Selcan Arslan Özel, kuduz hastalığına dikkat çekerek korunma yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Kuduz, bilinen en eski zoonozlardan yani hayvanlardan insanlara bulaşabilen viral hastalıklardan biri olmayı sürdürüyor. Antarktika hariç tüm kıtalarda görülebilen bu hastalık, hâlâ ciddi bir halk sağlığı sorunu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 150’den fazla ülkede yaklaşık 59 bin kişi kuduz nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu ölümlerin %95’i Asya ve Afrika’da görülürken, vakaların yarısından fazlasını ise 15 yaş altındaki çocuklar oluşturuyor. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan yoksul toplumlar, kuduzdan en çok etkilenen gruplar arasında yer alıyor.

Kuduz Nasıl Bulaşır?

Hastalığın başlıca kaynakları; kurt, tilki, çakal, ayı ve domuz gibi vahşi hayvanlar. Ayrıca bazı yarasa türleri virüsü hastalanmadan taşıyabiliyor. Virüs, bu hayvanlardan kedi, köpek, inek, keçi gibi evcil ya da çiftlik hayvanlarına geçerek yayılabiliyor. Buna karşın, soğukkanlı hayvanlar (yılan, kertenkele) ve bazı kemirgenler (fare, hamster, tavşan) kuduz riski taşımıyor.

Virüs, hasta hayvanın salyasıyla bulaşıyor. En sık bulaş yolları; ısırık, tırmalama ya da açık yaraya/mukozalara salya teması. Virüs, vücuda girdikten sonra sinirler aracılığıyla beyne ilerliyor. Hastalık belirtileri ortaya çıktıktan sonra ise süreç geri dönüşsüz hale geliyor ve neredeyse her zaman ölümle sonuçlanıyor.

Kuduzun ortalama kuluçka süresi 20–60 gün arasında değişiyor. Başlıca belirtiler:

Huzursuzluk ve ajitasyon

Sudan korkma (hidrofobi)

Işık ve sesten rahatsızlık

Felç

Bilinç kaybı ve koma

Korunma Yöntemleri

Dr. Arslan Özel, kuduzdan korunmada en temel yaklaşımın hayvan ısırıklarının önlenmesi olduğunu belirterek, tüm sahipli ve sahipsiz hayvanların düzenli olarak aşılanmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

DSÖ’nün önerdiği korunma yöntemleri ikiye ayrılıyor:

Temas öncesi korunma (profilaksi):
Veteriner hekimler, laboratuvar çalışanları, barınak görevlileri ve kuduzun sık görüldüğü ülkelere seyahat eden kişiler gibi riskli gruplara düzenli kuduz aşısı uygulanıyor.

Temas sonrası korunma (profilaksi):
Kuduz şüpheli hayvan ısırığı veya teması sonrasında uygulanıyor. Türkiye’de 1987 yılından bu yana ısırık sonrası aşılamalar yapılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın güncel kılavuzuna göre:

Yara su ve sabunla iyice yıkanmalı,

En kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulmalı,

Doktor değerlendirmesine göre kuduz aşısı ve gerektiğinde immünoglobulin uygulanmalı.

Ayrıca, yara enfeksiyon ve tetanos açısından da değerlendirilmeli.

“Sağlıklı hayvanlar, sağlıklı insanlar, kuduzsuz bir dünya”

Dr. Arslan Özel, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Kuduz, önlenebilir bir hastalıktır. Düzenli aşılamalar ve doğru müdahalelerle insan kayıplarının önüne geçmek mümkündür. Sağlıklı hayvanlar ve bilinçli toplum ile kuduzsuz bir dünyaya ulaşmak elimizde.”

Kaynak: Haber Merkezi