Uluslararası 15. Kocaeli Kitap Fuarı, sadece edebiyat tutkunlarını değil, geçmişin izini süren tarih meraklılarını da buluşturdu. Polisiye edebiyatın usta kalemi Ahmet Ümit, fuar kapsamında düzenlenen söyleşide hem yeni romanını anlattı hem de Anadolu topraklarının kadim geçmişine ışık tuttu.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl “Anadolu Mayası” temasıyla düzenlediği fuarda konuşan Ümit, Truva’dan Roma’ya, Osmanlı’dan Göbeklitepe’ye uzanan derinlikli bir anlatı sunarak, “Bu topraklar insanlık tarihinin başladığı yer. Gerçek tarihimiz Göbeklitepe ile başlıyor” dedi.
“Her şey Tiber Nehri’nden çıkan cesetlerle başlıyor”
Söyleşide yeni romanının detaylarını da paylaşan Ahmet Ümit, klasik bir polisiye kurgu üzerinden aslında tarihe ve kültüre derin bir yolculuk yaptığını aktardı. Berlin ve Roma arasında geçen hikâyede, Tiber Nehri’nden çıkan iki cesedin Türk başkomiseri İstanbul’a getirdiğini anlatan Ümit, bu yolculuğun Anadolu’nun kültürel geçmişini ortaya koyduğunu vurguladı:
“Aslında anlatmak istediğim şey; bu toprakların nasıl bir tarihsel zenginliğe sahip olduğu. Olay örgüsünün arkasında, uygarlıkların kökleri var.”
“Göbeklitepe’de başlayan uygarlığın mirasçılarıyız”
Ahmet Ümit’in konuşmasında en çok üzerinde durduğu konu ise Göbeklitepe oldu. İnsanlık tarihine yön veren bu arkeolojik alanın sadece Türkiye için değil, dünya tarihi açısından da dönüm noktası olduğunu vurgulayan Ümit şöyle konuştu:
“Göbeklitepe’de insanlar tarımdan önce tapınak yapmış. Bu, inancın ve kültürün ne kadar öncelikli olduğunu gösteriyor. Buzul Çağı’ndan çıkan insan, önce kutsal bir alan yaratmayı düşünmüş.”
Ümit ayrıca, Sagalassos Antik Kenti'nde yapılan DNA analizlerine de değinerek, “2.500 yıl önce orada yaşayan bir kişiyle bugün orada çalışan bir işçinin DNA’sı %99,8 oranında aynı. Bu, bizlerin bu topraklarda binlerce yıldır kesintisiz yaşadığımızı gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Tarihi sahiplenmek kimliğimizi zedelemez, güçlendirir”
Tarihi sadece bir din ya da etnik kimlik üzerinden okumamak gerektiğini vurgulayan Ahmet Ümit, uygarlıkların mirasçısı olmanın bir zenginlik olduğunu belirtti:
“Bu topraklarda kim uygarlık kurduysa, biz onların mirasçısıyız. Bu durum ne Türklüğümüze ne Müslümanlığımıza zarar verir. Aksine bizi daha güçlü ve köklü yapar.”
Tarihi doğru okumanın, günümüz kültürel politikalarını şekillendirmek açısından hayati önem taşıdığını vurgulayan yazar, gençlere tarihsel bilinç kazandırmanın da edebiyatın önemli bir misyonu olduğunu dile getirdi.
Söyleşi sonunda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Ahmet Ümit’e bir plaket takdim edildi.