1 Mayıs’ın Kanlı Tarihi: Taksim’den Haymarket’e, Berlin’den Bugüne Mücadelenin İzleri

Tüm dünyada emek ve dayanışmanın simgesi haline gelen 1 Mayıs, Türkiye’de 1977 yılında Taksim Meydanı’nda yaşanan katliamla özdeşleşmiş durumda. O günden bu yana meydanlarda yasaklar, mücadeleler ve kayıplarla anılan bu tarih, yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında da “kanlı meydanlar”la hafızalara kazındı.

TAKSİM’İN SİMGESİ VE UNUTULMAYAN 1977

1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda 34 kişinin hayatını kaybettiği ve failleri hâlâ aydınlatılamayan katliam, Türkiye’de 1 Mayıs denildiğinde ilk akla gelen olay olmaya devam ediyor. O günden bu yana Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına kapatılması, bu meydanı emek mücadelesinin en önemli simgelerinden biri haline getirdi. Taksim için verilen mücadele, yıllardır sol ve sosyalist hareketlerin gündeminden düşmüyor.

KÜRESEL MÜCADELENİN BAŞLANGICI: HAYMARKET KATLİAMI

1 Mayıs’ın dünya çapındaki simgesel anlamı ise 1886’da ABD’nin Şikago kentinde yaşanan Haymarket Katliamı’na dayanıyor. İşçilerin günde 8 saat çalışma talebiyle başlattığı grevler, polis saldırısı ve ardından gelen bombalı saldırıyla kanlı bir çatışmaya dönüştü. Olayda çok sayıda işçi ve yedi polis yaşamını yitirirken, sekiz anarşist işçi lideri suçsuz olmalarına rağmen tutuklandı. Beşi ölüm cezasına çarptırıldı, dördü 1887’de idam edildi.

Haymarket’te yaşananlar sonrası 1 Mayıs, 1889 yılında II. Enternasyonal tarafından "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" ilan edildi. Katledilen işçilerin anısına dikilen Haymarket Şehitleri Anıtı bugün dahi ziyaret ediliyor. Ancak ilk olarak dikilen polis anıtı defalarca saldırıya uğrayarak yerinden edildi ve nihayetinde polis akademisine taşındı.

Ahilik Haftası Kocaeli’de coşkuyla kutlandı
Ahilik Haftası Kocaeli’de coşkuyla kutlandı
İçeriği Görüntüle

BERLİN’DE KANLI MAYIS: 1929’UN KATLİAMI

Kanlı 1 Mayıs yalnızca Türkiye veya ABD ile sınırlı değil. Almanya'nın başkenti Berlin'de 1929 yılında yaşanan olaylar da tarihe “Kanlı Mayıs” olarak geçti. O dönem gösteri yasağına rağmen sokağa çıkan binlerce işçiye polis kurşun yağdırdı. 33 işçinin hayatını kaybettiği, yüzlercesinin yaralandığı bu katliamda işçilerin barışçıl tutumuna rağmen uygulanan şiddet, tarihin karanlık sayfalarına yazıldı. Bugün Berlin’in Wiesen Sokağı’nda bulunan bir taş, bu olayın izlerini taşımaya devam ediyor.

MEYDANLAR DEĞİL, MÜCADELE SİMGEDİR

Dünyanın dört bir yanında – İspanya’dan Fransa’ya, Meksika’dan Kore’ye – 1 Mayıs’ın tarihi, yasaklarla, baskılarla ve kayıplarla örülmüş durumda. Ancak her meydan, her taş, her anıt; esas olarak süregiden mücadelenin bir parçası. Çünkü gerçek sembol, kaybedilen canların hatırasını taşıyan mekanlar değil, o canların uğruna verildiği mücadeledir.

Bugün hala süren adalet ve özgürlük arayışı, geçmişte dökülen her damla kanın izini taşıyor. Tüm yasaklara, baskılara ve katliamlara rağmen meydanlar, yine de ses olmaya devam ediyor. Çünkü “bir gün gelecek, sessizlik bugün boğduğunuz seslerden daha güçlü olacak.”

Kaynak: HABER MERKEZİ