Çok sevdiğim bir özdeyiş vardır.
"Yalnız olmak yanlış insanlarla olmaktan iyidir"
Değişen ilişkiler dünyasında sıklıkla karşımıza çıkan ve derin anlamlar barındıran bir özdeyiştir. Bu ifade, sadece fiziksel bir yalnızlığı değil, aynı zamanda ruhsal ve duygusal bir tercih meselesini de dile getirir.
Peki, gerçekten de yalnızlık, yanlış bir kalabalığın içinde olmaktan daha mı evladır?
Bu sözün temelinde, bireyin kendi benliğine ve huzuruna verdiği değer yatar. Yanlış insanlarla kurulan ilişkiler; beraberinde hayal kırıklığını, manipülasyonu, enerjinin tükenmesini ve hatta kişinin kendi değerini sorgulamasına yol açabilir.
Böyle bir ortamda, kişi sürekli bir uyumsuzluk, gerilim veya taklit etme hali içinde bulunabilir. Bu durum, zamanla bireyin özsaygısını zedeleyerek mutsuzluğa ve içsel boşluğa sürükleyebilir. Sürekli onay arayışı veya başkalarının beklentilerini karşılama çabası, kişinin kendine özel kimliğinden uzaklaşmasına neden olabilir.
Bazı dostlarımız, kendilerinden çok karşılarındaki kişilerin ihtiyaçlarına önem verirler ve hatta kendi ihtiyaçlarını bile ertelerler. Bu çaba sonucunda yaşadıkları hayal kırıklıkları olduğunda içe kapanır ve yalnızlaşırlar
Öte yandan, yalnızlık çoğu zaman olumsuz bir durum gibi algılansa da, aslında kişinin kendiyle baş başa kalma, kendini tanıma ve kendi değerlerini yeniden inşa etme fırsatı sunar.
Yalnızlık, bir kaçış değil, bir arınma ve yeniden yapılanma süreci olabilir. Bu süreçte birey, hobilerine yönelebilir, kişisel gelişimine odaklanabilir, yeni beceriler edinebilir veya sadece kendi düşünceleriyle baş başa kalıp iç huzurunu bulabilir. Sağlıklı bir yalnızlık, kişinin kendine yatırım yapmasını ve gelecekte daha sağlam ilişkiler kurması için zemin hazırlamasını sağlar.
Elbette, her yalnızlık ideal değildir ve sürekli bir yalnızlık hali de istenmeyen sonuçlar doğurabilir. İnsan sosyal bir varlıktır ve anlamlı bağlantılara ihtiyaç duyar. Ancak burada kastedilen "yanlış insanlarla olmaktan iyidir" ifadesindeki yalnızlık, bilinçli bir tercihtir. Bu, kişinin kendini kötü hissettiren, enerjisini tüketen veya değerlerini paylaşmayan ilişkilerden uzak durma cesaretini göstermesidir.
Sonuç olarak, bu söz, bireyin kendi ruh sağlığını ve mutluluğunu önceliklendirmesi gerektiğinin bir hatırlatıcısıdır.
Kalabalık olmak yerine, kaliteli ve anlamlı ilişkiler kurmak esastır. Eğer mevcut ilişkiler kişiye fayda sağlamıyor, aksine zarar veriyorsa, o zaman yalnız kalmayı tercih etmek, uzun vadede daha sağlıklı ve huzurlu bir yaşamın anahtarı olabilir.
Belki de yalnızlık, doğru insanları bulmak için bir köprü olabilir; kendini keşfetme ve gerçekten neye ihtiyacın olduğunu anlama yolculuğunda bir durak olur.
Özellikle bayramlarda yalnız kalmamak dileklerimle mutlu bayramlar ve sağlık dilerim.
Sağlıcakla kalın
Sinan Bayraktar