Vergi kaçırma, toplumda önemli bir sorun olarak görülmektedir çünkü bu durum, devletin kamu hizmetleri için gerekli olan gelir kaynaklarını azaltmakta ve adil bir vergi sistemine olan güveni zedelemektedir. Vergi kaçıran kişiler, kayıtdışı ekonomi veya sahte belgeler kullanarak gelirlerini gizlemekte ya da eksik beyan yaparak devlete ödemeleri gereken vergilerden kaçınmaktadır. Bu durum, dürüst vergi mükelleflerinin üzerindeki vergi yükünü artırabilmektedir. Özellikle büyük şirketler ve varlıklı bireylerin vergi kaçırması, gelir dağılımında adaletsizliklere yol açabilmektedir.
Türkiye'de vergi yükümlülüklerini yerine getiren birey sayısına dair kesin bir veri olmamakla birlikte, vergilerin ödeme oranları çeşitli etkenlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Vergi ödemeleri genel olarak iki ana kategoriye ayrılabilir:
Zorunlu Vergiler (Gelir Vergisi, KDV, Kurumlar Vergisi): Bu vergiler, işverenler tarafından maaşlardan kesilen gelir vergileri ve işletmelerin kazançlarından alınan kurumlar vergisi gibi zorunlu ödemeleri içerir. Çoğu birey ve işletme bu vergileri ödemek zorundadır, çünkü doğrudan kesinti yapılması nedeniyle kaçınmak daha zordur.
Beyan Üzerine Ödenen Vergiler: Kira geliri ve serbest meslek gelirleri gibi gelirlerin beyan edilmesi zorunludur. Ancak bu alanda, gelirlerini eksik veya hiç beyan etmeyenlerin oranı oldukça yüksektir. Kayıtdışı ekonomi ve vergi kaçırma, bu grupta sıkça karşılaşılan sorunlar arasında yer almaktadır. Türkiye'de vergi kaçakçılığına ilişkin yapılan bazı araştırmalar, kayıtdışı ekonominin GSYİH'nin %20-30'u kadar olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, birçok kişinin gelirini eksik beyan ettiğini veya hiç vergi ödemediğini göstermektedir. Devlet, vergi denetimlerini artırarak ve dijitalleşme ile daha sıkı kontroller uygulayarak bu sorunu çözmeye çalışmaktadır.