Trafik ile ilgili sorunları bu satırlarda mümkün olduğunca fazla dile getirmek istiyorum.
Çünkü hepimiz mutlaka trafikte zaman geçiriyoruz.
Biz vakit geçirmesek belki eşimiz, çocuğumuz, anne ve babamız trafikte vakit geçirmek zorunda kalıyor.
Türkiye genelinde nüfusun artmasıyla birlikte haliyle trafikte seyreden araç sayısında artış yaşanıyor.
Ulaşım araçlarının sayısı da artıyor.
Bu nedenle trafik kazalarında meydana gelen can ve mal kaybın artma riski de artıyor.
Peki biz bireyler olarak trafik kurallarına ne kadar uyuyoruz ve karşımızdaki insanları ne kadar önemiyoruz. Bu dünyada sadece biz yaşamıyoruz. Toplum hayatının yerleşik düzenin en önemli şartı karşımızdaki insana saygı göstermekten geçer.
Karşısındaki insana saygısı olmayan bir insanın kendisine saygısı olması mümkün mü?
Bencillik hiçbir zaman hiçbir platformda fayda sağlamamıştır.
Trafikte özellikle yayalara mutlaka saygı göstermeliyiz.
Yaya geçidi varsa mutlaka önce hızımızı azaltarak sonrasında durarak yayalara yol vermeliyiz.
Gelişmiş ülkelerde bu kural hep böyledir.
Yayaya yıl vermeyen bir toplumunda gelişmişlikten bahsedilmesi mümkün olabilir mi?
Biz nasıl çağdaş ülkeler seviyesine çıkabiliriz tabiki saygılı olarak..
Trafikte saygı kadar sabır da çok önemli. Eğer psikolojik olarak kendimize güvenmiyorsak mutlaka bir uzmandan destek almalıyız. Kendi canımızı düşünmüyorsak başkalarının canını düşünmeliyiz.
Ben trafikte bir çok sürücünün saygısız ve oldukça sabırsız olduğunu düşünüyorum.
Günümüzde aslında geniş kapsamlı düşündüğünüzde kimsenin kimseye saygısı kalmamış.
Bencillik sabırsızlık saygısızlık tahammülsüzlük almış başını gidiyor.
Herkeste aşırı gerginlik var. Sinirlerine hakim olamayan sürücüler lütfen trafiğe çıkmasın.
Yollarca trafik canavarı istemiyoruz.
Günümüzde ehliyet sınavları mutlaka zorlaşmalı.
Bence belki yaş sınırı da getirilmesinin enine boyuna araştırması yararlı olabilir.
Trafikte acelesi olmayanın bile tahammülü yok herkes bir yere yetişecekmiş gibi davranıyor halbuki bir kafeye kahve içmeye yetişmeye çalışıyor. Gerçekten akıl alır gibi değil.
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri de benim asla tahammül edemediğim kornalar.
Lütfen şu kornalara artık gereksiz yere basmayın.
Bebeğini uyutan, yaşlı ve hastası olanlar var. Lütfen duyarlı davranalım. Saygılı olmayı ne zaman öğreneceğiz.
Toplumsal bir empati şart.
Yaşanan iş stresi veya ekonomik sorunlar trafikteki bencillik ve saygısızlığın bahanesi olamaz.
Sadece sizin işinizin önemli değil karşınızdaki insanın da yetişmesi gereken yerler var ancak önemli olan gideceğiniz yere sağ salim ulaşmanız.
Türkiye de artık kurallar hiçe saylıyor özellikle zengin diye tabir ettiğimiz kesim cezası neyse öderim mantığında hareket ediyor.
Pek giden canın bedelini nasıl ödeyeceksin.
Vebalini nasıl ödeyeceksin.
Ailesine nasıl hesap vereceksin, yüzlerine nasıl bakacaksın.
Ama yine de Türk insanı hakkında çok umutsuz ve karamsar değilim.
Bizim insanımız özünde saygılı ve bilinçli.
Sadece iki elimizi başımızın arasına koyup düşünmemiz ve empati yapmamız gerekiyor.
Ve en önemlisi ağaç yaşken eğilir mantığı ile hareket ederek çocuklarımıza trafik kurallarını ve saygıyı aşılamak.