Sıkıntı Yok…

Abone Ol

Son birkaç yıldır kelime haznemize dahil olmuş bu anekdotu o kadar çok duyuyoruz ki, her sorunda,çatışmada veya erteleme işleminde oldukça fazla kullanılıyor.
Bazen işe yaradığına inanıyorum ama çoğu zaman geri dönüşünde çok başarılı olmayan bir savma şekli olarak görüyorum.
İletişimde karşı tarafa gönderdiğimiz ve genellikle olumsuz olan bir mesajı alan kişilerin bu mesajı savma veya erteleme düşüncesiyle karşıladığı bir duvar olarak değerlendiriyorum.
Ilişkilerimde genellikle bu ifade geldiğinde,karşı tarafın o soruna bakışındaki algı eksikliği ve dinlememe gibi duyarsızlıkları oluşturan bir şekil görmekteyim.
İşin esasında oldukça rahatlatıcı ve işin çözümünü kolaylaştırıyor gibi görünen bu ifadenin bence büyük oranda çatışmayı veya ciddi bir itirazı önleyebildiğini görüyoruz.
Neden bu konuyu açtığıma gelince ;
Bu kullanımı yaparak bir çeşit kolaylık sağlamaya çalışanların “sıkıntı yok” dediklerinin akabinde o iş ile ilgili üstlendikleri sorumluluklarını yerine getirmediklerine şahit oluyorum.
Bu bir çeşit taahhüt ve söz verme anlamında olduğundan olaya bu cümle ile imza atanların o sıkıntılı durumu çözmeleri ve üstlenmeleri şarttır.
Eğer bu ifadeyi kullanıp bu taahhüdü karşıya veren her kim ise o olayda bir sıkıntı ve sorun yaratmaması gerektiğine inanıyorum.
Söz ağızdan çıktığında yaydan çıkmış bir ok veya tetiğe basılan bir mermi gibi olduğunu düşünmek gerekir.
Konuşmaları ölçerek ve biçerek ifade ettiğimizde hem kendi kalitemizi hem de çevre yaşam kalitemizi güzelleştirdiğimizi unutmayın
Kalın sağlıcakla
Sinan Bayraktar