Sessiz Dağların Gizli Şifası

Abone Ol

Anadolu insanı bilir; dağdan gelen rüzgâr serindir, bitkisi de şifalıdır. İşte o dağların sessiz sakin kahramanı: Çakşır. Ne meyvesi var ne çiçeğiyle övünür ama toprağın derinliklerinden öyle bir kuvvet çeker ki, anlatmakla bitmez. Çakşır, yüzyıllardır özellikle erkek gücünün simgesi olarak anılsa da, içinde gizli hazine gibi maddelerle hem erkek hem kadın için adeta doğanın eczanesidir.

Kökünde sakladığı maddeler öyle sıradan şeyler değildir. Gelin halk diliyle ama özüne dokunarak anlatayım:

1. Ferulik Asit Türevleri:

Vücudu içten içe kemiren iltihaplara karşı koruma sağlar. Hücrelerin yıpranmasını yavaşlatır. Yani yaşlanmaya karşı doğanın sessiz direnişi gibidir.

2. Seskiterpen Laktonlar:

Bu isim biraz yabancı gelse de etkisi çok tanıdık: Ağrıyı hafifletir, bağışıklık sistemini toparlar, özellikle de iltihaplı hastalıklara karşı vücudu zırh gibi sarar.

3. Kumarin Benzeri Maddeler:

Damarları açar, kan dolaşımını hızlandırır. Bu da hem ciltte canlanma sağlar hem de zihni açar, yorgunluğu alır. Kış günü soba yakmadan içimizi ısıtan dost gibidir.

4. Furokumarinler:

Sinir sistemi üzerinde etkilidir. Dalgalı ruh hallerini dengeler, unutkanlığa ve zihinsel yorgunluğa iyi gelir. Beyni dinç tutan, düşünceyi berraklaştıran bir güç saklıdır bu maddelerde.

Bazı bitkiler sadece tek bir şeye iyi gelir. Ama çakşır, öyle bir bitkidir ki hem bedene hem ruha aynı anda dokunur. Kadınlar için menopoz döneminde doğal bir destek gibidir. Terleme, sinirlilik, uykusuzluk gibi şikâyetleri hafifletir. Erkeklerde ise yıllardır bilinen etkisi kuvvet vermesidir; boşuna “çakşır gibi adam” demezler Anadolu’da.

Romatizma ağrısı çeken, sabah yorgun kalkan, havasız odada bile nefesi daralan biri için çakşır, kökünden gelen kuvvetle adeta vücudu yeniden çalıştırır. Ama hemen etkisini göstermez; sabır ister. Çünkü doğa, aceleyle değil, hikmetle işler.

Eskiler bu bitkiyi dağdan söküp kurutur, kökünü kaynatır, reçinesini toplar ve yorgun düştüğünde ona dönerdi. Şimdi biz her şeyi hazır istiyoruz ama bazen şifanın sırrı yavaşlıkta gizlidir.

Çakşır, sadece bir ot değil… Vücudu ayağa kaldıran, zihni açan, içimizdeki ateşi dengeleyen bir dağ yadigârıdır. Onu tanımak, doğanın fısıldadığı dilleri duymaktır.

Unutmayalım:

“Toprak ne verirse el, dağ ne saklarsa derman olur.”