İnsanoğlu, etrafımızdaki dünyayı nasıl gördüğümüz, işlediğimiz ve yorumladığımız konusunda muhteşem yeteneklere sahiptir. Aynı zamanda tüm bu yeteneklerimiz dışında da etkileşim ve iletişim konusunda en gelişmiş varlıklar olarak yer alıyoruz.
Çoğu zaman bize iyi hizmet eden bir yetenek, yalnızca bir şeye bakıp onu olduğu gibi görme yeteneği değil, aynı zamanda onun ne olabileceğinin potansiyelini de hayal etme yeteneğidir.
Atalarımız, bir ayağını sağlam bir şekilde bugüne, diğerini ise geleceğe yerleştirmek gibi inanılmaz bir öngörü yeteneğine sahipti ve bir şeye "burada" bakarken aynı anda başka bir şeyi "orada" görmek gibi düşüncelere üretirlerdi. Çünkü buna mecburlardı ve yaşadıkları dönemlerde kendilerini güvence ve sağlam tutabilmek için öngörülerini geliştirirlerdi.
Çoğu zaman bu tip insanlar yolda yürürken veya gezinirken baktıkları şeylerden yorum çıkararak ne işe yarayabilirler düşüncesi geliştirirlerdi.
Aslında atalarımızın bu geliştirdikleri sisteme bugün bizler "vizyon" veya "potansiyel" diyoruz ve okullardan işyerlerine kadar her türlü ortamda uygulamaya çalışıyoruz. İnternette dolaşırken rastladığınız web sayfalarında özellikle şirketler tarafında çoğunda vizyonumuz, hedeflerimiz, geleceğimiz ibarelerine rastlarsınız.
İş hayatına baktığımızda da, bir şeyin veya bir kişinin özünü anlamak ve o şeyin olabileceği şey haline gelmesiyle gelecekteki potansiyele ve kendini keşfetmeye bir yön vermek, insan büyümesinin ve kişisel gelişimin zirvesi olarak görülür. Büyüklerimden öğrendiğim ve bugün için süreci görme ve anlama şekli olarak yorumladığım, " olan, olacak olandır; olacak olan, olandır" dedikleri bir öngörü sistemdir. Bu, esasen bir nesnenin veya öznenin sonunda olacağı şey olduğu, ancak kendi kendini organize edene veya nihai gelecekteki durumuna dönüşene kadar o belirli formdaki mevcut durumunda var olduğu anlamına gelir. Bu, meyvenin içindeki tohumun (şimdiki durum) ormana (gelecek potansiyeli) dönüşmesidir. Yağmur yağdıktan sonra bulutun (şimdiki durum) nehre (gelecek potansiyeli) dönüşmesidir.
Büyüklerimizin her zaman bildiği ve bugün de bize söylemeye devam ettiği gibi, çevremize dikkat etmek, sonra öngörmek, yaratıcı olmak ve toprakla ve tüm yaratılışla birlikte evrimleşip dönüşmek bizim doğal kalıbımız ve sorumluluğumuzdur. Kabul etmek gerekir, bazen ağaçlardan ormanı görmek zor olabilir, ama sorun değil. Orayı görebilmeyi niyet ederek gereken ortamı hazırlamak ta öngörüyü geliştirmektir.
Çünkü, öngörü başarının gizli bileşenidir, çünkü öngörü olmadan geleceğe hazırlanamayız. Etkili öngörü insan hayatında her zaman önemli olmuştur, ancak artık elde edilmesi çok daha zordur, çünkü modern dünyamız her zamankinden daha hızlı değişiyor. Teknolojilerimiz, işlerimiz, kurumlarımız, hatta değerli değerlerimizden ve düşünme biçimlerimizden bazıları kökten değişiyor, bu da gelecekteki zorluklara ve fırsatlara önceden plan yapmayı ve hazırlanmayı çok zorlaştırıyor. Gerçekten de, hiper-değişim çağımızda, birçok insan nasıl bir dünyaya hazırlanmaları gerektiği konusunda hiçbir fikre sahip değil. Kaderci bir şekilde, kendi gelecekleri hakkında hiçbir şey bilemeyeceklerine veya yapamayacaklarına karar verebilirler.
Kaderciliğin aksine öngörü, en çalkantılı zamanlarda bile geleceğimizi şekillendirmek için bize daha fazla güç verir. İleriyi düşünebilen insanlar, hızlı sosyal ve teknolojik ilerlemenin yarattığı tüm yeni fırsatlardan yararlanmaya hazır olacaktır.
Öngörü, kaderciliğin aksine, en çalkantılı zamanlarda bile geleceğimizi şekillendirme konusunda bize daha fazla güç verir.
Öngörüden yoksun olan insanlar, gelecekteki sağlıklarını ve refahlarını koruyacak uygulamaları göz ardı etme eğilimindedir.
Eğitim, öngörünün önemli olduğu bir diğer alandır. Öngörüden yoksun öğrenciler, eğitim ile başarılı bir gelecek arasında bir bağlantı görmedikleri için çalışmalarını ihmal etme olasılıkları daha yüksektir. Ancak iyi öngörü becerilerine sahip öğrenciler, çalışmanın önemini anlayabilir ve hedeflerine ulaşmalarına en çok yardımcı olma olasılığı olan dersleri seçebilirler. İleriyi düşünmeyi öğrenmeyen gençler, başarılı bir evlilik ve aile hayatı planlamayı zor bulabilirler. Öngörüsü zayıf olan kişiler, acil durumlar, ev peşinatı ve emeklilik için para biriktirmede zorluk çekme olasılığı yüksektir.
Bir de finansal bakış açısıyla değerlendirir isek, yatırımlar için özellikle önemlidir ve olağanüstü iyi öngörü, zenginlik getirebilir. Dünyanın en başarılı yatırımcılarından biri olan Warren Buffett, servetini gelecekte gelişme olasılığı yüksek olan ucuz şirketleri belirleyebilmesiyle kazandığı bilinen bir gerçektir.
Önyargıdan uzak, öngörüsü gelişmiş insanların artması dileklerimle.
Kalın sağlıcakla,
Sinan Bayraktar 14 Şubat ’25