İstanbul açıklarında yer alan Sivriada çevresinde deniz yaşamını gözlemleyen Deniz Yaşamı Koruma Derneği, Marmara Denizi'nde yeniden ortaya çıkan müsilajın deniz altı ekosistemini tehdit ettiğini açıkladı. Dernek üyeleri, geçen hafta yaptıkları dalışlarda 5 metre derinlikte müsilaj tespit etmişti. Ancak bu hafta gerçekleştirilen yeni kontrollerde müsilajın 15 ila 20 metreye kadar indiği gözlemlendi. Mercanların üzeri giderek kaplanmaya başlarken, uzmanlar ekosistem için ciddi uyarılarda bulundu.

“Müsilaj Daha Derinlere İniyor”

Deniz Yaşamı Koruma Derneği üyesi ve Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Baran Akcan, yaşanan değişimi şu sözlerle değerlendirdi:

“Geçen hafta 5 metrelerde gördüğümüz müsilajı bu hafta 10-15 metrede, hatta artık 20 metrelerde de gözlemlemeye başladık. Mercanların üzerini yavaş yavaş kaplamaya başladılar.”

Biz de Sonuna Kadar KAAN’ın Arkasındayız
Biz de Sonuna Kadar KAAN’ın Arkasındayız
İçeriği Görüntüle

Akcan, düzenli olarak Sivriada çevresinde habitat kontrolü yaptıklarını ve durumun ciddiyetini belgelemeye devam edeceklerini söyledi. Bu durum, sadece mercanlar için değil, bölgedeki tüm canlı yaşamı için bir alarm niteliğinde.

Mercanlar Neden Önemli?

Mercanlar, deniz altı ekosistemlerinin temel yapı taşlarından biri olarak biliniyor. Özellikle Marmara gibi yarı kapalı ve hassas denizlerde, mercanlar oksijen dengesi, balık popülasyonları ve biyolojik çeşitliliğin devamı açısından hayati rol oynuyor. Ancak müsilaj, bu hassas yapının üzerini kapladığında fotosentez engelleniyor, oksijen seviyesi düşüyor ve canlılar yaşam alanlarını kaybediyor.

Müsilajın tekrar görülmesiyle birlikte, 2021 yılında yaşanan büyük çevre felaketi yeniden gündeme geldi. O dönemde Marmara Denizi boyunca geniş alanlar, yoğun müsilaj tabakasıyla kaplanmış, deniz canlıları büyük zarar görmüştü.

Uzmanlardan Erken Müdahale Çağrısı

Uzmanlar, müsilaj tehdidinin bu kez daha erken aşamada fark edilmesinin büyük bir fırsat olduğunu belirtiyor. Erken müdahale ile yayılımın yavaşlatılabileceği ve deniz ekosisteminin tamamen zarar görmeden korunabileceği vurgulanıyor.

Atık yönetimi, deniz suyu sıcaklıkları, tarımsal kirlilik ve evsel atıkların denize boşaltımı gibi faktörlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği belirtilirken, çevre STK'ları ve bilim insanları bu sürecin yalnızca gözlemle değil, aktif önlemlerle yönetilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Kaynak: İHA