Söylemek istediklerinin yanlış anlaşılmasını gölgelemeye çalışan bir söylem mi,yoksa öteleme yapmaya çalışmak mı?
“Lafın gelişi” söylemi, bir sözün asıl anlamının önemli olmadığını, sadece konuşmanın akışı içinde söylenmiş olduğunu belirtmek için kullanılır.
Yani kişi, söylediği şeyin tam olarak kastettiği anlamda alınmamasını ister.
Belki de bir çeşit viraj alma gibi bir şey.
İşte bence bunun alt tarafında başka düşünceler döner.
Örneğin ,
Çoğu zaman mecazi ya da abartılı ifadeleri yumuşatmak için kullanırız. “Adam öldü desem yeridir, tabii lafın gelişi…”(Gerçekte biri ölmedi ama çok zor durumda olduğu kastedilir.
Diğer ve bence çok önemli tarafı, kırıcı ya da hassas bir konuyu daha rahat ifade etmek için de kullanırız. “Senin gibi tembel biri… Yani şey, lafın gelişi söyledim.”
Çoğu zaman da beni dikkate alma anlamını taşıtırız.
Sözün ciddiye alınmaması gerektiğini vurgulamak için de şöyle konuşuruz. “Zengin olsam dünyayı satın alırım… Lafın gelişi tabii.
”Yani “lafın gelişi”, bir nevi “şaka yaptım”, “abarttım”, “öylesine söyledim” demenin kültürel bir ifadesidir.
Çoğu zaman kullanıldığı alan ise karşımızdakinin durumuna göre hareket ederken durumu kurtarmak için kullanılan bir söylem gibi görünüyor.
Hani lafın gelişi dedik ya
Yazmak istememiştim ama yazdım deriz ya,
Belki de söylemek istememiştim ama lafın gelişi söyledim olur her şey.
Bunun gibi öyle kalıplar vardır ki bizi derin bir çukura düşmekten kurtarır.
İşte güzel Türkçemizin bir güzel kaçış rampası daha
“Lafın gelişi canım”