Kötüden beslenip, iyiyi oluşturmak

Abone Ol

Geçenlerde bir arkadaşın kolundaki dövmeyi sorduğumda, bu bir lotus çiçeğidir. Bu çiçek bataklıklarda yetişerek o kadar güzel bir çiçek olur ki, bakarken gözlerinizi bu güzellikten ayırmazsınız.

Söylemi buydu. İlgimi çekmişti.

Merak edip araştırdım ve gerçekten biraz bildiğim bir konuydu ama ben Nilüfer çiçeğini biliyordu. Bu çiçek de durgun ve akmayan sularda beslenerek harika bir yapıya ulaşır ve oldukça güzel görünümü vardır.

Demek ki kötü ve berbat bir sudan harika çiçek de yetişebiliyor.

Benzetme olarak tanımlarsak, kötü diye tanımladığımız bir olaydan iyi bir şey çıkarmak mümkün olabiliyor

Lotus çiçeği, bataklığın pis ve durgun sularından beslenerek gelişir. Bu, insanın zorlayıcı yaşam deneyimlerinden, olumsuz duygulardan ve olumsuz düşüncelerden nasıl beslenebileceğini ve onlardan güç alabileceğini gösterir.

Zor deneyimler, insanı daha dirençli ve güçlü kılabilir.

Kötü durumlar, yenilikçi düşünme ve gelişim için fırsatlar yaratabilir.

Zihinsel esneklik kazanabiliriz. Zorlukların, insanı daha bilinçli, dikkatli ve güçlü bir birey haline getireceğini görebiliriz.

Bir kişi, zor bir ailesel sorun veya iş kaybı yaşadığında, bu durumu bir öğrenme fırsatına dönüştürebilir. Zorluklar, duygusal zekayı geliştirme fırsatları sunar. Aynı şekilde zihinsel esneklik kazanabiliriz. Hani derler ya kötü komşu ev sahibi yapar diye. Aynı bu şekilde.

Bir çeşit olumsuzlukları dönüştürmek de diyebiliriz.

Lotus çiçeği, bataklığın pisliğinden beslenmesine rağmen temiz, saf ve güzellik yaratır. Bu, insanın zorluklarla karşılaştığında, kötüden güzel bir sonuç çıkarabileceğini gösterir.

Zorluklar, içsel güç ve gelişim için bir fırsat olabilir.

Karanlık deneyimler, aydınlanmaya ve kişisel keşif yolculuğuna dönüşebilir.

Olumsuz düşünceler, insanın içindeki gizli gücü ortaya çıkarabilir.

Birey, hayatındaki büyük hatalardan veya başarısızlıklardan ders çıkararak, hayatında daha sağlıklı seçimler yapabilir. Bu, kişinin daha bilinçli ve doğru seçimler yapmasına, öz farkındalık kazanmasına yardımcı olabilir.

Bu belki de bir çeşit zihinsel dönüşüm ve uyanış da olabilir. Kötüden güzele geçiş de diyebiliriz.

Bataklıkta büyüyen lotus çiçeği, göz alıcı güzelliğe sahip olur. Bu da insanların zorlu ve karanlık dönemlerinde nasıl içsel bir uyanış yaşayarak, gelişebileceğini anlatır.

Zihinsel dönüşüm, insanın en zor anlarında dahi, olumsuz düşünceleri ve olayları pozitif bir hale getirme gücüne sahip olduğunun bir göstergesidir.

Zihinsel uyum, zorlukları daha kolay atlatmayı sağlar. İnsanlar daha dayanıklı ve gelişmiş hale gelir.

İçsel dengeyi sağlamak, zorlayıcı durumları yönetebilmek için kritik öneme sahiptir.

 

Bir insan, büyük bir kaybın ardından kendi iç yolculuğuna çıkarak, bu acıyı gelişime dönüştürebilir. Aynı şekilde, stresli bir iş ortamı ya da olumsuz bir ilişki de kişisel gelişim fırsatına dönüşebilir.

Tıpkı lotus çiçeği gibi, insan da bataklık gibi olumsuz ortamlar ve zorluklar içerisinde güzel ve değerli bir gelişim gösterebilir. Kötüden beslenmek, aslında içsel bir güçlenme ve kişisel bir keşif süreci yaratır. İnsan, karanlık deneyimlerden ve olumsuzluklardan beslenerek, hem kişisel hem de toplumsal olarak daha bilinçli ve güçlü bir hale gelebilir.

Bu, psikolojik dayanıklılık, duygusal zekâ ve öz farkındalık gibi kavramların her birinin gelişmesiyle ilgilidir. İnsanlar, zorlayıcı deneyimlerden beslenerek, kendi yolculuklarında daha güçlü, daha bilinçli ve daha anlamlı bir yaşam sürdürebilirler.

Kötüyü sadece neden bana diye düşünmeden, her sıkıntıda bir hikmet vardır, her gün dünya yeniden kurulu ve her gün yeni bir başlangıçtır diye düşünerek yaşama bağlı kalmak gerektiğine inanıyorum

Tabii ki

Kalın sağlıcakla

Sinan bayraktar