Çoğu zaman birçok fırsat veya bizim için yararlı şeyleri göremez durumda olabiliyoruz. Bazen özdeyiş gibi, kaçan balık büyük olabiliyor,belki de yaşam koşullarımızı etkileyecek büyük bir fırsat uçup gidebiliyor.
İşte, kaçırdıklarımızı görebilmek için bakış açısını değiştirmek diye bir kavramı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gerçekten adil ve doğru değerlendirme yapabiliyor muyuz ,yoksa zihnimizin bize oynadığı oyunlara mı teslim oluyoruz?
Belki de yıllardır aynı gözlükle bakarak ,benzer düşünce kalıpları, aynı klişeler, benzer sınırlar koyarak gözümüzün önünde duran potansiyeli fark edemiyoruz
Olayın kök sebebi ise değerlendirdiklerinizde değil, bakış açınızda oluyor. Eğer ki bakış açınızı ters yüz etmeye cesaretiniz varsa o zaman farklı şekilde değişime başlıyorsunuz.
Bu işin ilk adımı madenci gibi düşünmekten geçer. Esas olan aradığınız cevheri görmek değil onu ışığa çıkarabilmektir.
Çoğu zaman şunu hep söylerim. İçinizdeki cevheri çıkarabilmek için kendinize kazı yapmanız gerekir. Örneğin iş yaşamında da
Ekibindeki potansiyelin farkına varamayan liderler veya yöneticiler,çalışanlara sadece görev odaklı birer işgücü gibi davranır. Onları yalnızca talimatları uygulayan kişiler olarak görürler. Halbuki asıl ihtiyaçları, içlerindeki “değer”i görebilecek ve o görünmeyen değeri ortaya çıkaracak bir yönetim yaklaşımı olmalıdır. İyi bir yöneticinin ekibindeki potansiyeli fark etmesi, çalışanın eline bir kazma vermesiyle değil, ondaki cevheri gün yüzüne çıkaracak bir madenci gibi düşünmesiyle mümkün olacaktır. Madenci, cevherin derinlerde saklı olduğunu bilerek sabırlı elleriyle onu işler ve değerli bir mücevhere dönüştürür.
Bakış açınızı değiştirdiğinizde değerlendirmelerinizde neyi kaçırdığınızı bulmanız kolaylaşır, gerçek değer görünür olur.
Çoğu zaman düşünce kalıplarımız nedeniyle önümüzdeki tuzakları fark edemediğimiz durumlarda, birçok olayı ölçerek düşünmeye başladığınızda, bakış açınızı değiştirmenin kapıları aralanır ve işte o zaman gerçek dönüşüm için zemin hazırlayabilirsiniz. Potansiyel, ister ekibinizde saklı bir hazine olsun ister kendi içinizde uyuyan bir dev, onu görmek için mevcut bakış açınızı değiştirme vakti geldiğini bilin. Çoğumuz, farkında bile olmadan düşünce kalıplarının hapishanesinde kendimizi özgür zannederiz. Olayları sahte "ya bu ya o" tuzaklarına (yanlış ikilemlere) sıkıştırırız. Gerçek dönüşüm, bu kalıpları fark etmeyle başlamaktadır.
“Karanlıkla yüzleşmeyen, kendi ışığını bulamaz.” diye çok güzel bir özdeyiş vardır.
Kendi kazmanız,kendi küreğiniz ile açacağınız tünellerde bulduklarınızı gün ışığına çıkarın.
İçinizde ne kadar değerli madenler olduğunu göreceksiniz.
Kalın sağlıcakla ,
Sinan Bayraktar