Sürekli konuştuğumuz bir şey vardır. Süreklilik ve devamlılık konusu gelince hayatı sorgular ve onunla ilgili ileri geri düşünceler üretiriz.
Aslında hepimiz için devamlılık, güven ve emniyetle ilgilidir ve birbirimizi insanlar olarak ve ayrıca kendimize özgü fizyolojimizle tanımaktır. Bu, bir rehavet tuzağına düşmeden kendimizi güvende hissetmemizi sağlar, çünkü işler ters gittiğinde ve harekete geçilmesi gerektiğinde ve anda olmanın yeterli olduğu zamanlardaki ince işaretlerin farkındayızdır. Son dönemlerde de sürekli konuşulduğuna eminim.
Sağlıkta devamlılık, politikada devamlılık, dostlukta devamlık gibi birçok yaşam değerlerinin sürekli ve sağlıklı olması dileriz. Bazı sohbetlerimizde dostlarımız hep aynı konuları gündeme getirirler.
Güvendiğiniz bir doktora devamlı gitmek, alışverişlerinizde hep aynı marketi tercih etmek, özellikle gıda konusunda seçici iseniz hep aynı şarküteri veya kasaptan alışveriş etmek hayatın devamlılığını sağlayan düşünce kalıplarıdır.
Çünkü insan güven duyduğu ve inandığı değerleri koruma içgüdüsü ile hareket eden bir varlıktır.
Her gün bireyler, kuruluşlar, topluluklar ve hükümetler, komşuların ve vatandaşların güvendiği kritik hizmetler sunar ve temel işlevleri yerine getirir. Bunlar bir an aksadıklarında güven kaybı ve plan değişiklerine sebep olurlar. Çünkü toplumda da devamlılık esastır.
İnsan gelişiminde süreklilik ilkesine baktığımızda, gelişim, gebe kalmayla başlayıp ölümle sona eren süreklilik ilkesini takip eder. Yaşamda hiç bitmeyen bir süreçtir. Çocuk, gelişim süreci boyunca, değişimin hızı ve miktarı aşamadan aşamaya değişse de sürekli olarak değişimler geçirir.
Üreme, onların kendi türlerini üretmelerine yardımcı olur ve bu, türlerinin yeryüzünde yaşamlarını sürdürmelerini, yani türlerin devamlılığını sağlar. Üreme olmadığında, hiçbir tür daha uzun süre hayatta kalamayacak ve yok olacaktır.
Sağlık ve yaşam sürekliliğine baktığımızda ise yaşamın devamlılığı kalıtım, üreme ve evrim yoluyla sağlanır. Biyolojide devamlılığa bir örnek olarak, genetik bilgiyi bir nesilden diğerine aktaran ve böylece bir tür içindeki genetik özelliklerin devamlılığını sağlayan DNA'dır.
Süreklilik, bir şeyin büyük değişiklikler veya kesintiler olmadan olmaya veya var olmaya devam etmesidir. Tarihsel bir farkındalık da bir süreklilik duygusu verir. Yaşlı yetişkinlerin, yaşamlarının erken dönemlerinde kendilerini karakterize eden faaliyetleri, davranışları, görüşleri, inançları, tercihleri ve ilişkileri sürdürmeleri gerektiğini ve bunun, fiziksel, sosyal ve zihinsel durumlarındaki değişiklikleri ve bunlarla ilişkili yaşam olaylarını yönetmek için bir uyum stratejisi olduğunu ileri sürmektedir. Yaşam devamlılığı için gerekli olanlara bakılınca devamlılığın kavramında, uyum, sebat, süreklilik, dayanıklılık, ısrar, istikrar, dayanıklılık ve tam anlamıyla hayatta kalabilme unsurlarını görürüz.
Sosyal devamlılık, toplumların sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi ve mevcut değerlerin gelecek nesillere aktarılabilmesi için temel bir öneme sahiptir. Aile, eğitim, sosyal güvenlik, kültürel değerler ve toplumsal sorumluluklar, sosyal devamlılığın sağlanmasında kritik unsurlardır. Toplumların karşılaştığı zorluklar ne olursa olsun, sosyal devamlılık için ortak bir çaba ve bilinçli bir yaklaşım gereklidir. Bu sayede, insanlar daha eşit, adil ve huzurlu bir toplumda yaşayabilirler.
Kalın sağlıcakla,