Uluslararası 15. Kocaeli Kitap Fuarı, sadece kitapların değil; düşüncenin, ruhun ve edebiyatın da buluşma noktası olmaya devam ediyor. Eğitimci ve yazar Hayati İnanç, fuar kapsamında düzenlenen söyleşisinde “Can Veren Pervaneler” serisinden yola çıkarak, insanın iç dünyasına dair dikkat çekici tespitler sundu.
Konuşmasına sıcak bir anekdotla başlayan İnanç, her insanın eşsiz olduğunu ve bu farkındalığın küçük yaşlardan itibaren bireye kazandırılması gerektiğini vurguladı. “Ben özelim” diyen bir çocuğa, “Evet, sen özelsin. Ama karşındaki de öyle” diyerek karşılıklı değerin önemini anlatan İnanç, sözlerine bilge tabiplerin şu yaklaşımını da ekledi:
“Tıpta hastalık yoktur, hasta vardır. Her insan kendine özgüdür.”
Şeyh Galip’in Beyitleriyle Düşünsel Bir Yolculuk
Söyleşinin en etkileyici bölümlerinden biri, Hayati İnanç’ın Şeyh Galip’in bir gazelinden yaptığı alıntılar oldu. Divan edebiyatının güçlü temsilcilerinden biri olan Şeyh Galip’in dizeleri aracılığıyla dinleyicileri derin bir içsel sorgulamaya davet eden İnanç, bu mısraların günümüz gençlerine ders olarak okutulması gerektiğini savundu.
İnanç, şu beyitle mesajını pekiştirdi:
“Hoşça bak zatına, kim zübde-i âlemsin sen.
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.”
Bu dizelerin altını çizen İnanç, “İnsan kendine hak ettiği değeri vermeli. Kendini hafife alarak başlanan hiçbir yolculuk anlamlı olamaz” dedi. Tarihten gelen bu manevi mirasın genç nesiller için taşıdığı değeri hatırlattı.
Dikkat, Disiplin ve Sabır: Bilginin Anahtarı
Hayati İnanç, konuşmasının bir bölümünü çağın en büyük sorunlarından biri olan dikkat dağınıklığına ayırdı. Ezber yapma konusunda öğrencilerle yaşadığı bir diyaloğu paylaşarak, bilgiye ulaşmanın sabır, dikkat ve disiplin gerektirdiğini belirtti.
“Kedi gibi sabırlı olmalıyız. Donmuş bir dikkatle çalışmazsak, ezber de ilim de olmaz.”
Napolyon’un konsantrasyon gücüne gönderme yapan İnanç, dikkat eğitimine erken yaşlarda başlanması gerektiğini vurguladı. Dinleyicilere, dijital çağda dikkatin korunmasının ayrı bir beceri hâline geldiğini hatırlattı.
İnanç, merhametin ve içsel pişmanlığın insan hayatındaki yerini, edebi bir anlatımla aktardı. Bu değerlerin modern dünyada giderek silikleştiğini, ancak asla göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Şiir, Edebiyat ve Maneviyat: Modern Hayata Antivirüs
Söyleşinin son bölümünde Hayati İnanç, şiir ve edebiyatın modern insan için neden bu kadar önemli olduğuna dair çarpıcı bir benzetme yaptı:
“Şiir, edebiyat ve maneviyat; ruhun antivirüsüdür.”
İnanç’a göre beden geçici olsa da ruhsal zenginlik kalıcıdır. Bu nedenle iç dünyaya yapılan yatırımın, dış dünyadan daha kıymetli olduğunu vurguladı.
Kapanışta dinleyicilere kendilerini asla hafife almamaları gerektiğini söyleyen İnanç, edebiyat, dikkat ve maneviyat alanlarında küçük ama etkili adımlar atmalarını önerdi. Program, dinleyicilerden gelen sorularla sona erdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, söyleşinin sonunda Hayati İnanç’a plaket takdim etti.