Şimdi köşe yazımın başlığına alınan ve beni arayıp sitem edecek sendika başkanları olacağını biliyorum ama bu kentte hakkını aradığı için bir işçi işten çıkarıldı!
Şimdi süreci tekrar masaya yatıralım:
Kentimizin en önemli gündem maddelerinden biri kuşkusuz Ford Otosan işçilerinin talep ettiği ek zam.
Ford işçilerinin başlattığı mücadele sonucunda; hem MESS, hem Türk Metal, hem de diğer sendikalar tabiri caiz ise dize getirildi. Çok güzel sözleşmeler imzalandı.
İşçiler, “Sadaka değil, yüzde 54 ek zam istiyoruz” diyerek eylemlerine devam ediyor. İşçiler, 1 yıllık promosyon için ise en az 15 bin TL talep ediyor.
Ancak maalesef işçinin bu talepleri yok sayıldı ve işçilerle alay eder gibi bir anlaşma ile emekçinin karşısına çıkıldı. Maaşlara yüzde 34 zam yapıldığı açıklandı. İşçiler ise bu rakamın yalan olduğunu söyleyerek isyan etti.
İşçiler bu anlaşmayı asla kabul etmiyor. Mücadeleden vazgeçmiyor. Taleplerinin arkasında olduklarını, sefalete boyun eğmeyeceklerini ve daha da güçlenerek alanlarda olacaklarını ifade ediyor.
İşçilerin hazmedemedikleri konulardan bir tanesi de sendika yöneticilerinin fabrikalarda fotoğraf çektirip her şey güzelmiş gibi lanse etmeleri.
Ford işçileri son olarak dün harekete geçme kararı aldı ve fabrika içinde ses çıkarma eylemi başlattı.
İşçiler bulundukları yerden ışıklarla, kornalarla, ellerindeki metal eşyalarla seslerini işverene duyurmaya çalıştı.
Ancak eylemlere katılan işçilerin insan kaynaklarına çağrıldığı ve üretim planlama bölümünden bir işçinin de işten atıldığı öğrenildi.
Bu gelişmenin üzerine işçiler ortak çağrıda bulundu.
“Biz bu yola çıkarken tek bir arkadaşımız işten atılırsa cevabını veririz diye çıktık! Montaj yemekhanede yaptığımız alkış eylemi sonrası Burak Erkan arkadaşımız işten çıkarıldı. Bunu kabul etmiyoruz! Biz suç olacak hiçbir şey yapmadık! Sendikal haklarımızı kullandık! Burak Erkan işe geri alınsın! zam talebimiz kabul edilsin!” diyen işçiler işten atılmalarda sendikanın da parmağı olduğunu iddia ediyor.
Eğer bu iddialar doğruysa Türk Metal Sendikası yöneticileri acilen istifa etsin.
Sendikaların görevi işveren şakşakçılığı değil, her şartta işçilerin haklarını aramaktır.
İşçilerin atılmasında sendikanın parmağı varsa, bu Türk Metal Sendikası’nın alnına çalınmış kara bir lekedir.
Kocaeli’de hakkını aradığı için bir işçi işveren tarafından işten atılacak, sendika ayaklanmayacak!
Kabul edilebilir bir şey değil!
Ben yaklaşık 20 yılı aşkındır sürdürdüğüm meslek hayatımda, işçilerin haklarını ararken bacağını kıran, o kırık bacakla elinde bastonuyla emekçi kardeşinin hakkını aramaya devam eden sendika başkanı gördüm.
Kışın soğuğunda, yazın sıcağında fabrika önlerinde günlerce sabahlayan, işçi kardeşiyle ekmeğini paylaşan sendika başkanları gördüm.
İşçiler şimdi sendika üyelerine, “Geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz” diye soruyor.
Satırlarımı işten atılan işçinin ve çocuğunun mesajı ile sonlandırıyorum.
Ancak bu köşede her zaman işçinin hakkını savunmaya, emekçinin sesi olmaya devam edeceğimi de altını çizerek vurguluyorum.
Hakkını aradığı için işten atılan işçinin çocuğunun mesajı;
“Bugün babam gece gündüz bin bir emekle çalıştığı işinden çıkarıldı. Sebep gösterilmeksizin. Babam hayatı boyunca hep hakkı, adaleti savundu. Hem de tek kendi için değil herkes için. Bana ve kardeşlerimize de bunu öğretti. Biz hiçbir zaman haksızlık karşısında susmayız ve güçsüz kimse daima yanında oluruz. Çünkü babamız bize böyle öğretti. Onunla gurur duyuyoruz!”
Kendinin ve arkadaşlarının hakkını ararken işten atılan işçinin mesajı;
“Kardeşlerim; yılmak yok, haklı direnişe devam. Rızkı veren Allah. İşte bu kadar aciz ve korkaksın sapsarı sendika. Sizler işçinin haklarını savunmak için mi, yoksa kendi menfaatlerinizi korumak için, aman koltuğumuz gitmesin diye mi aidat kesersiniz?. İlla ki adalet bir gün herkese lazım olacak.”