Ekonomi bütün hayatımızı etkileyen, şekillendiren çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Yıllardır iş hayatında her türlü güçlük karşısında mücadele etmememizin sebepleri arasında ilk sırada ekonomi geliyor. Ekonomik yönden sıkıntı yaşayan bir bireyin sağlıklı üretmesi çok kolay olmayabilir. Ekonomik sorunlar yaşayan bireyle aile hayatında da bir takım huzursuzluklar yaşayabilir. Özellikle çocuğunun isteklerini karşılayamayan bir anne, baba veya ebeveyn düşünelim. Kendisini yetersiz hissedeceği için ruhsal bunalıma girecektir. Sinirleri bozulacak ve belki çevresindeki insanlara da bu bunalımını ister istemez yansıtacaktır. Ekonomi tek başına huzur sağlayamayacağı gibi, para olmadan huzurun sağlanması da mümkün gibi gözükmüyor. Ancak daha fazlasını istemek belki zarar getirebilir. Belirli ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar bir ekonomik durum yeterli olacaktır olmalıdır. Aksi takdirde ne kadar paramız olursa olsun doyumsuz oluruz. Tam bu noktada çocuklarımıza da hayır demeyi öğrenmeliyiz. Çocuklarımızla birlikte alışverişe çıktığımızda her istediklerini almamamız gerekir.
Sadece ülkemizde değil dünya genelinde çok büyük bir gelir adaletsizliği yaşanmaktadır. Maddi sorunlar nedeniyle yeterli ve dengeli beslenemeyen çocuklar var. Karnı doymayan bir çocuk derslerinde başarılı olamaz.
Bu uçurumun mutlaka ortadan kaldırılması gerekiyor.
Maddi zorluklar bireylerde depresyon ve tükenmişlik sendromuna neden oluyor.
Bazen cinnet gibi daha ciddi sonuçlar da doğurabiliyor.
Aileler ekonomik zorluklar nedeniyle dağılabiliyor. Bu gibi durumlarda çiftlerin daha anlayışlı olması gerekiyor.