Türkiye’de uzun süredir tartışma konusu olan eğitim sistemi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) açıkladığı yeni reform paketiyle yeniden şekilleniyor. 2025-2026 eğitim öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulanmaya başlayacak olan yeni sistem, hem müfredat yapısında hem de sınav odaklı yaklaşımda önemli değişiklikler içeriyor.
Odak Noktası: Beceri Temelli Eğitim
MEB tarafından yapılan açıklamada, yeni sistemin merkezinde “beceri temelli eğitim” yaklaşımının yer alacağı belirtildi. Öğrencilerin ezber bilgiyle değil, analitik düşünme, problem çözme, iletişim ve iş birliği gibi 21. yüzyıl becerileriyle donatılması hedefleniyor. Buna göre, ders içerikleri sadeleştirilerek öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilmesi sağlanacak.
Sınav Sistemi Gözden Geçiriliyor
Yeni sistemde, merkezi sınavların etkisi azaltılacak. Liselere ve üniversitelere geçişte uygulanan sınavlara alternatif olarak, öğrenci gelişimini çok boyutlu değerlendiren yeni ölçme-değerlendirme modelleri geliştiriliyor. Ayrıca öğrencilerin yıl boyunca yaptığı proje ve performans çalışmaları, notlandırma sisteminde daha belirleyici hale gelecek.
Öğretmen Eğitimi Ön Planda
Değişen sistemle birlikte öğretmenlerin de hizmet içi eğitim programlarına tabi tutulacağı açıklandı. Yeni müfredata uygun olarak, öğretmenlere dijital okuryazarlık, rehberlik, farklı öğrenme yaklaşımları ve bireysel farklılıkların yönetimi gibi alanlarda kapsamlı eğitimler verilecek.
Velilere ve Öğrencilere Uyarı
MEB yetkilileri, yeni sisteme geçiş sürecinde veli ve öğrencilerin doğru bilgilendirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Okullarda bilgilendirme seminerleri düzenlenecek, ayrıca dijital platformlar üzerinden sıkça sorulan sorulara yönelik kaynaklar sunulacak.
Uzmanlar Ne Diyor?
Eğitim uzmanları ise sistem değişikliğini genel olarak olumlu karşılıyor. Ancak reformların sürdürülebilir olması için öğretmen altyapısının güçlendirilmesi ve uygulama sürecinin dikkatle planlanması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlara göre, eğitimde başarı sadece sistemin değişmesiyle değil, tüm paydaşların sürece aktif katılımıyla mümkün olacak.