Biruni Üniversitesi, toplumsal faydayı önceleyen bir sosyal sorumluluk projesine imza attı.
TÜBİTAK tarafından 4008 programı kapsamında desteklenen “Dile Getir” projesi, devlet himayesindeki çocukların dil ve konuşma gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Proje, yalnızca çocukları değil, aynı zamanda onlara bakım veren bireyleri de kapsayan çok boyutlu bir farkındalık ve eğitim süreci sunuyor. Akademik bilgi ile sahayı buluşturan proje, sürdürülebilir bir sosyal etki modeli kurmayı hedefliyor.
Çok Paydaşlı Çalıştayda Yol Haritası Belirlendi
14 Ekim 2025’te Biruni Üniversitesi’nde gerçekleştirilen çalıştayda; psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, çocuk gelişimi uzmanları, dil ve konuşma terapistleri ile kurum yöneticileri bir araya geldi. Beş paralel oturumda yürütülen tartışmalarda, çocukların dil gelişiminde karşılaşılan zorluklar ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Çalıştay çıktılarının bildiriler halinde derlenerek paylaşılması planlanıyor.
“Çocukların Kendini İfade Etmesi Temel Hedefimiz”
Proje yürütücüsü Dr. Öğr. Üyesi Dilber Kaçar Kütükçü, “Dile Getir projesi, hem çocukların ihtiyaçlarını görünür kılmayı hem de onların duygu ve düşüncelerini daha iyi ifade edebilmelerini desteklemeyi amaçlıyor. Bu, çocukların dünyayla sağlıklı bir bağ kurmalarının temelini oluşturur” dedi. Kütükçü, projenin sahaya yönelik somut ve uygulanabilir öneriler sunduğunu belirtti.
Altı Haftalık Eğitimler Yolda
Projenin ikinci aşamasında, bakım verenlere yönelik altı haftalık grup eğitimlerinin başlayacağı duyuruldu. Eğitimlerde, dil ve konuşma bozukluklarının erken tanısı, günlük rutinlerde dil gelişimini destekleyici stratejiler ve çocuklarla etkili iletişim yolları ele alınacak. Bu eğitimlerin ardından proje bulguları kamuoyuyla seminerler ve bir kitapçık aracılığıyla paylaşılacak.
Hedef: Her Çocuğun Kendini İfade Edebildiği Bir Dünya
Dr. Kaçar Kütükçü, projenin uzun vadede daha kapsayıcı bir toplumsal dönüşüm hedeflediğini vurguladı. “Her çocuğun anlaşıldığı ve kendini ifade edebildiği bir ortamın güçlenmesine katkı sunmayı amaçlıyoruz” diyerek projenin yalnızca bir çalışma değil, sürdürülebilir bir değişim modeli olduğunu belirtti.
