Programda Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, AK Parti Kocaeli Milletvekili Veysal Tipioğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanı Sevilay Tuncer, AFAD Başkan Yardımcısı Önder Bozkurt, Gölcük Deniz Ana Üst Komutanı Tuğamiral Yücel Korkut, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, siyasi parti temsilcileri, arama kurtarma ekipleri ve vatandaşlar yer aldı.
Programda konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın şu ifadeleri kullandı:
“O zamandan bu zamana çok iş yapıldı. Birçok şey iyileşti ama bazen siyasetçinin söylemesine alışkın olmadığımız cümleleri söylemek gerekiyor; bütün siyasi riskleri almak ve o doğrultuda yürümek gerekiyor. Çünkü son tahlilde bütün hesapların üzerinde bir hesap var. Deprem olduğunda, canlar yandığında hiçbir hesabın anlamı kalmıyor. O insanlar artık hiçbir şekilde geri gelmeyecekler ama burada kime sorsam gerek teknik adam olsun gerek bu tür mesleklerle hiç ilgisi olmayan insanlar olsun şunu çok rahatlıkla herkes söyler; ‘deprem öldürmez, binalar öldürür.’ Bir şeyler bir yerde eksik kalıyor ve maalesef yol alınamıyor.
Deprem anını yönetmek, depremden sonraki kısmı yönetmek bu konularda hayli ileri safhada yol aldığımızı çok rahatlıkla ifade edebilirim ama depremin öncesi kısmında orayla ilgili maalesef iç açıcı şeyler söyleyemeyeceğim” diyen Büyükakın, “Böyle konuştuğumda bazı muhalif siyasi partilerden olan arkadaşlarımız ‘başkan bunları niye söyledi, acziyet ifadesidir’ vs. gibi başka bir siyasi polemiğin içerisine tartışmayı çekmeye çalışıyorlar. Kim ne derse desin biz bu gerçekleri anlatmadan, söylemeden biz sadece deprem olduğunda depremi hatırlayan, anma tarihlerinde hatırlayan bir yaklaşım içerisinde kaldığımız müddetçe sorumlu makamlarda olanlar söylemesi gerekenleri söylemeyip sustuğu müddetçe bizim yol alma şansımız kalmayacak.
Bizden önce ve bizim dönemimizde bu kentte toplamda TOKİ ve büyükşehir belediyesi eliyle kentsel yenilenme alanında 30 bin konut yapıldı. Bu hiç de küçümsenecek bir rakam değil. Kentimizde 15 ayrı noktada kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar devam ediyor ki bir tanesi Gölcük’ün tam da merkezinde hayata geçiyor. Kocaeli’deki bütün binaların taraması tamamlandı. Gururla söylüyorum; Türkiye’de bu taramaları yapan ilk büyükşehir belediyesi Kocaeli Büyükşehir belediyesi. Kocaeli’de 315 bin tane bina var, bu binaların maalesef 161 bin tanesi 1999 depremin öncesinde yapıldı. Daha detaylı çalışmalarla, zemin verileriyle örtüştürüldüğünde acil olarak 150 bin bağımsız birimin dönüştürülmesi gerektiğini biliyoruz. Gövdemizi taşın altına koyduk ve gece-gündüz bu konuyla ilgili çalışmaya devam ediyoruz. Kentin şu anda 15 ayrı noktasında kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Son dönemde çevre bakanlığımızla yaptığımız görüşmeler neticesinde 15 ayrı noktadaki çalışmalara ilave olarak toplam 8 bin tane konutun dönüşümüyle ilgili 7 ayrı noktada dönüşüm çalışmaların mutabakatı sağlandı; bununla ilgili de önümüzdeki süreçte çalışmalar başlayacak.
İmar ile ilgili bazı yerlerde düzenlemeler var. Depremden sonra o günün sıcaklığıyla karar alınmış. ‘Burada bir bina yıkılırsa yerine 4 kat yapabilirsiniz’ denilmiş ama yerinde 6-8 katlı binalar var. Onları da dönüşümün önünü açabilmek için büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Az önce bahsettiğim 150 bin bağımsız birimin dönüştürülmesinden örnekle her birini 3 milyon liradan hesap ederseniz 450 milyar TL’lik kaynak gerekir. Büyükşehir belediyesi bütçesinin 10 katı. Çivi çakmasak oradaki bütçe 10 yıl boyunca ancak bütün bu binaların yeniden yapılmasına imkan sağlar. Dolayısıyla realist olmak lazım. Hesap ederek, ölçerek, akıllıca yol yürümek lazım. Eğer imar ile ilgili düzenlemeler yapılırsa şehrin kendi dinamikleriyle insanların kendiliğinden kendi inşaatlarını yapmalarının önünü de açarsak buradaki sürecin hızlanacağını öngörüyoruz ve buradaki çalışmaları da büyük ölçüde tamamladık. Onunla ilgili de ilgili odalarla görüşmelerimizi yürütüyoruz. Çok yakın bir zamanda, bu senenin sonunda bu çalışmaları tamamlayacağız ve onunla ilgili süreci de başlatacağız.
Bazen öyle hikayeler var ki; bir yerde dönüşüm çalışmaları başlayacak herkesin malı kendi için çok kıymetli. Hadi gel dönüştürelim dediğimde ‘binanın değeri şu kadardı yerine şunu isterim’ gibi hesaplar yapıldığında bazen mesafe alınamıyor. Bazen insanlar duygusal bağlar kuruyorlar. Allah korusun deprem olduğunda, o bina başımıza yıkıldığında bütün o huzur zaten çok büyük bir kader haline geliyor. Burada büyük bir toplumsal mutabakat sağlamamız lazım. Bunu yapabiliriz. Yeter ki biz iradesini ortaya koyalım. Hesap yapılmaya başlandığında küçük hesapları bir kenara koyup gayret edelim, hep birlikte yol alalım ki hızlı mesafe kaydedelim. Bir şekilde bunlar yapılır, aslında iyi de gidiyoruz. Kötümser olmaya gerek yok ama gerçekçi olmaya da gerek var.
“Depremde Seymen’de oturuyordum. Binalarımızdan indiğimizde kimse yoktu etrafta, günlerce yoktu. Fedakar insanlarımız bütün afetlerde olduğu gibi her zaman sokaklara indiler, yardıma koştular. Bugün için çok daha organize bir yapı ortada. Karamürsel’deki yangında da gördük. Çok büyük bir afetti ama devletin bütün kurum ve kuruluşları hem bu şehirden hem de diğer şehirlerden organize bir şekilde oraya geldiler ve normal şartlarda çok daha büyük bir felaketle sonuçlanabilecek bir afetin çok daha düşük hasarlarla önüne geçme imkanına sahip olduk. O manada hazırlıklıyız ama bizim kararlılığa, bir ve beraber olmaya, daha fazla gayrete ihtiyacımız var. Ben kendi kurumum adına elimden gelenin fazlasını yapmaya hazır olduğumu, bunun için gece-gündüz çalışmaya devam ettiğimizi, sahaya inip mahalle mahalle nerede ne yapacağımızı anlattığımızda orada, bizlere destek olmanızı sizlerden rica ediyorum. Böyle olursa inşallah depreme çok daha hızlı hazırlanmış oluruz. Bir sonraki depremin geleceğini biliyoruz. O zaman geldiğinde bu şehirde bir tane binanın yıkılmaması ve can kaybına neden olmaması bizim için en büyük teselli olacak."