İzmir’in Bergama ilçesinde aylarca süren halk tepkisine karşın, Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi’nin kapasitesi İzmir Büyükşehir Belediyesi kararıyla artırılıyor. Belediye Meclisi’nde alınan karara göre, mevcutta günlük 550 ton atık bertaraf eden tesis, bundan böyle günlük 2 bin ton kapasiteyle çalışacak.
Kapasite artışı kararı, bölge halkı ve çevreci gruplar tarafından tepkiyle karşılandı. Uzun süredir “Çöp tesisini istemiyoruz” diyerek seslerini duyurmaya çalışan vatandaşlar, alınan son kararın bölgede çevre kirliliğini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyeceğini savunuyor.
Yıldır: “Harmandalı azaltılacak, yeni tesisler yolda”
Kamuoyunda büyük yankı uyandıran karar sonrası açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Levent Yıldır, kapasite artışının çevre ve kent yönetimi açısından zorunlu olduğunu söyledi.
Yıldır, “Harmandalı Düzenli Depolama Sahası’nda artık kademeli olarak azaltmaya gidilecek. Bu süreçte Bergama’daki tesisin kapasitesini 2 bin tona çıkaracağız. Ayrıca üç farklı bölgede daha yeni tesisler kurma planımız var. Böylece İzmir genelinde günlük 7 bin 500 ton çöp sağlıklı şekilde bertaraf edilecek” dedi.
Ancak Yıldır’ın açıklamaları da Bergama’daki tepkileri dindirmeye yetmedi. İlçe sakinleri, kararın halkın görüşü alınmadan, tepki dikkate alınmadan uygulandığını savunuyor.
Halk: “Doğamız, sağlığımız tehdit altında”
Bergama halkı, tesisin genişletilmesine başından beri karşı çıkıyor. İlçede düzenlenen birçok yürüyüş, imza kampanyası ve açıklamayla sürece müdahil olmaya çalışan bölge halkı, alınan kararla adeta hayal kırıklığı yaşadı.
Vatandaşlar, çöp tesisinin kapasite artışıyla birlikte hava, toprak ve su kirliliğinin daha da artacağına dikkat çekiyor. Ayrıca tarım ve hayvancılıkla geçinen birçok köyde bu durumun ekonomik yansımalara da neden olacağı öne sürülüyor.
Yeni tartışmalar yolda: Çevre raporları ve hukuki süreçler gündemde
Tesisin kapasite artışıyla ilgili karar sonrası, çevre etki değerlendirme (ÇED) raporları, sağlık risk analizleri ve hukuki süreçlerin yeniden gündeme gelmesi bekleniyor. Bölge halkı, kararı durdurmak için dava açmaya hazırlanırken, sivil toplum kuruluşları da süreci yakından takip ediyor.
Uzmanlar ise, kapasite artışının bilimsel verilere ve uzun vadeli çevresel etkilere dayandırılması gerektiğini vurguluyor. Yer seçimi ve yönetim politikalarının sadece teknik değil, sosyal boyutlarının da dikkate alınması gerektiği ifade ediliyor.