Ankara’nın Keçiören ilçesi Atapark Mahallesi’nde meydana gelen trajik olay, bir ailenin hayatını altüst etti. 2 Temmuz günü, 5. sınıf öğrencisi Yiğit Cem Altınok, mahalle arasında bisiklet sürerken iki bina arasındaki otopark rampasından aşağıya inerken kontrolünü kaybedip 13 metrelik istinat duvarından düşerek hayatını kaybetti.

50 metrekarelik kafeye 20 bin TL’lik su faturası: İşletme sahibi isyan etti
50 metrekarelik kafeye 20 bin TL’lik su faturası: İşletme sahibi isyan etti
İçeriği Görüntüle

Olayın ardından yapılan incelemelerde bisikletin fren sisteminin arızalı olduğu tespit edildi. Ancak Yiğit Cem’in annesi Nazlıcan Aygün, frenlerin arızalı değil, bilinçli olarak bozulduğunu iddia etti. Aygün’e göre, oğlunun yaşıtındaki iki arkadaşı fren pabuçlarını sökerek kazaya neden oldu.

“Oğlumun Frenlerini Bilerek Bozdular”

Acılı anne Nazlıcan Aygün, oğlunun ölümüyle ilgili ihmal ve kasıt iddialarını dile getirerek yaşananları şöyle anlattı:

“Oğlum bisiklet sürmek için dışarı çıkmıştı. Önce rampadan inerken frenleri sıkarak duruyor. Ardından arkadaşlarından biri onu oyalıyor, diğeri fren pabuçlarını söküyor. Sonra ‘Buradan inersen seni mahalle maçlarına alacağız’ diyerek tekrar rampaya yönlendiriyorlar. Oğlum o anda 13 metrelik duvardan düşüyor. Başta duvarın 8 metre olduğu söylendi ama sonradan 13 metre olduğu ortaya çıktı.”

Aygün, oğlunun ölümünden yalnızca iki arkadaşını değil, aynı zamanda olay yerindeki müteahhitleri, apartman yöneticilerini ve belediyeyi de sorumlu tutarak suç duyurusunda bulundu.

“Bu Planlanmış Bir Cinayet”

Kamera kayıtlarını izledikten sonra olayın kaza değil, kasıtlı bir eylem olduğunu savunan anne Aygün, “Bu planlanmış bir cinayetti” dedi.

“Oğlum o çocuklarla sadece bir haftadır arkadaşlık yapıyordu. Daha önce de sorunlar yaşamışlardı. Karne günü oğluma verdiğim harçlığı almışlar. Oğlumu döveceklerdi, engel olmuştum. Şimdi neden öldürdüklerini bana açıklasınlar. Biz yeni taşınmıştık, kimseyle bir problemimiz yoktu.”

Aygün, 81 gün süren karakol sürecinin ardından dosyanın adliyeye intikal ettiğini, bilirkişi raporunun beklendiğini söyledi. Ancak dosyanın “failsiz olay” gerekçesiyle kapatılmak istendiğini öne sürdü.

“Karşı taraftan bir kişi bile gelip başsağlığı dilemedi. Olaydan sonra çocuklardan biri şehir dışına gönderildi. Bu dosyanın kapatılmasına izin vermeyeceğim. Adalet arayışımı sonuna kadar sürdüreceğim.”

“Hayali Asker Olmaktı, Hepsi Yarım Kaldı”

Oğlunun çalışkan ve hayal dolu bir çocuk olduğunu anlatan Nazlıcan Aygün, Yiğit Cem’in akademik başarısına ve gelecek planlarına da değindi:

“Yiğit çok başarılı bir öğrenciydi. Futbol okuluna gidiyordu, İngilizce ve matematik dersleri alıyordu. Hayali asker olmaktı. Okulunu birincilikle bitirdi. ‘Anne ben de sokakta oynamak istiyorum’ demişti. Hepsi yarım kaldı.”

Aygün, çocuk suçluluğuna ilişkin yasal tanımlara da tepki gösterdi:

“‘Suça sürüklenen çocuk’ kavramını kabul etmiyorum. Benim çocuğum kimseye zarar vermedi. Kimsenin çocuğu da benim evladımın canına kıymamalıydı. Başka Yiğitler ölmesin.”

“Adalet Yerini Bulmalı”

Nazlıcan Aygün, adaletin yerini bulması için kamuoyundan destek istedi. Oğlunun ölümünün aydınlatılmasını talep eden anne, hem hukuki hem de vicdani mücadeleyi sürdüreceğini belirtti:

“Bu sadece benim değil, tüm annelerin mücadelesi. Gerçeğin ortaya çıkması için sesimi duyurmaya devam edeceğim. Bu artık son olsun.”

20251018Aw561163 7

Muhabir: Enes Karakuş