AKRAN ZORBALIĞI HAFİFE ALINIYOR
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde yaşanan acı bir olay, hepimizin yüreğini burktu. 16 yaşındaki Kıvanç Uman, iddiaya göre bir "kız meselesi" yüzünden başlayan tartışma sonucu üç kişi tarafından darp edilerek hayatını kaybetti. Evet, bir çocuk daha. Ve evet, yine göz göre göre.
Akran zorbalığı, artık sadece okul koridorlarında fısıltıyla konuşulan bir sorun değil. Can alıyor. Kıvanç'ın yaşadığı şiddet yalnızca fiziksel değil; altında, çok daha derin sosyal çöküşler var: görmezden gelen öğretmenler, duymazdan gelen arkadaşlar, çocuklar arasında ‘erkeklik’ ispatı olarak görülen güç gösterileri… Ve en kötüsü, sessiz kalan bir toplum.
İstinaf Mahkemesi, bu davada sanıklardan biri olan Y.K.’nın Kıvanç’a hakaret suçundan verilen düşme kararını bozdu. Belki bu küçük adım, adaletin kırıntısı olur. Ama ya yaşama hakkı elinden alınan Kıvanç? Onun geride bıraktığı anne? Bir annenin evladına duyduğu özlemi dans ettikleri videoyu paylaşarak anlatmaya çalışması… Tarifsiz.
Biz ne zaman bu kadar duyarsızlaştık? Ne zaman çocukların, gençlerin sokak ortasında dövülerek öldürülmesine alıştık? Okullarda zorbalık karşısında gözlerini kaçıran eğitimciler, "çocuk arasında olur" deyip müdahale etmeyen idareciler, hepimiz bu sessizliğin ortaklarıyız.
Zorbalık; tokatla, yumrukla başlamıyor. Lafla, dışlamayla, etiketlemeyle başlıyor. "Eziksin", "çirkinsin", "şişkosun" gibi cümleler; bir çocuğun kişiliğinde koca bir çatlak açıyor. Ve o çatlak, bir gün telafisi olmayan travmalara dönüşüyor.
Bu ülkede artık "çocuklar arasında olur öyle" cümlesi tarihe gömülmeli. Zorbalıkla mücadele bir birey meselesi değil, bir toplum refleksi olmalı. Her okulda zorbalıkla mücadele programları, psikolojik danışmanlar, bilinçlendirme seminerleri zorunlu olmalı.
Ve hatta açık söylüyorum "sözlü" zorbalıklarda bile olsa cezası hafif olmamalı. Öyle uyarıyla geçiştirilecek mesele değil, ciddiye alınması gereken bir konu olarak düşünülmeli. Bu durumlarda gerekirse zorunlu Pedagog desteği devlet tarafından ailelere zorunlu kılınmalı.
Kıvanç Uman’ın hikâyesi; adı başka, şehir başka olsa da, binlerce gencin ortak hikâyesi. O yüzden sadece adalet değil, devletin akran zorbalığıyla mücadele konusunda tedbir ve cezaları daha sıkı hale getirmesini istiyoruz.
Çünkü hiçbir anne, oğlunun ardından dans ettikleri videoyla avunmak zorunda kalmamalı.